19. yüzyılda Osmanlı Devleti, toplumsal ve siyasal düzenin istikrarını temin etmek amacıyla Ehl-i Sünnet inancı dışındaki çeşitli dini ve mezhebi gruplara yönelik politikalar geliştirmiştir. Bu çerçevede, Kızılbaş topluluklarına da belirli düzenlemeler ve tedbirler uygulanmıştır. Kızılbaş gruplar, dinî ayrışma ve İran etkisine bağlı bir siyasi tehdit olarak değerlendirilmiş ve özellikle II. Abdülhamid döneminde (1876-1909), Kızılbaşların inanç pratiklerini Ehl-i Sünnet inançlarına uygun hale getirmek amacıyla “tashih-i itikad” politikaları uygulanmıştır. Ancak bu politikalar, yerel direnişler ve devletin uygulama yetersizlikleri nedeniyle beklenen sonuçları verememiştir. Osmanlının mezhepsel farklılıklarla baş etme çabaları, dinî birlikteliği sağlama ve merkezi otoriteyi güçlendirme hedefleri çerçevesinde şekillense de sahadaki uygulamalar bu hedeflerle uyumlu sonuçlar doğurmamıştır. Bu araştırma, II. Abdülhamid döneminde Kızılbaşlara yönelik tashih-i itikad politikalarının ideolojik gerekçelerini, tarihsel arka planını ve toplumsal yansımalarını incelemeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, dönemin dinî ve siyasal kaygıları ile mezhepsel farklılıklar arasındaki ilişki, tarihî belgeler üzerinden analiz edilmiştir. Osmanlı Devleti’nin farklı inanç gruplarına yönelik din-siyaset politikalarının uygulanış biçimleri ve bu politikaların toplumsal etkileri ele alınarak, mezhepsel farklılıkların yönetimi konusundaki tarihsel deneyimler ortaya konmuştur. Osmanlı Devleti’nin farklı inanç gruplarıyla ilişkilerini anlamak açısından özgün bir katkı sunulmuştur. Kızılbaş gruplara yönelik politikaların mezhepsel ayrışmayı nasıl etkilediği ve dönemin toplumsal yapısı üzerindeki yansımaları, arşiv belgeleri ve tarihsel veriler ışığında değerlendirilmiştir. Osmanlı tarih yazımı İslam Mezhepleri Tarihi perspektifinden ele alınarak, bu döneme dair dinî ve siyasal politikalara vurgu yapılmıştır. Osmanlı arşiv belgeleri, resmî yazışmalar ve İslam Mezhepleri Tarihi ve diğer ilim dallarına ait araştırmalar temel alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Tarihî belge analizi ve nitel yöntemlerin bir araya getirilmesiyle, Kızılbaş gruplara yönelik tashih-i itikad politikaları, tarihî ve sosyolojik bağlamda değerlendirilmiştir. İslam Mezhepleri Tarihi yazıcılığının ilkeleri doğrultusunda, Kızılbaşların inanç yapıları, toplumsal konumları ve Osmanlı bürokrasisinin bu gruplara yaklaşımı analiz edilmiştir. Osmanlı Devleti, Kızılbaşlara yönelik politikalarında Ehl-i Sünnet inancını tahkim etmeyi amaçlamıştır. Eğitim reformları, cami-mescit inşası, din görevlilerinin istihdamı ve dinî risalelerin hazırlanması gibi adımlar bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için temel araçlar olarak öne çıkmıştır. Ancak, dedelerin toplumsal etkisi, yerel direnç ve devletin uygulama yetersizlikleri bu politikaların başarısını sınırlamıştır. Eğitim kurumlarının yetersizliği, imam ve müderris eksikliği gibi yapısal sorunlar, tashih-i itikad çabalarının etkisini azaltmıştır. Ayrıca, Kızılbaş grupların tarihî, kültürel ve coğrafi farklılıklarının dikkate alınmaması, bu politikaların toplumsal kabul görmesini zorlaştırmıştır. Elde edilen bulgular, tashih-i itikad politikalarının yalnızca dinî bir çaba değil, aynı zamanda İran etkisi, misyoner faaliyetler ve mezhepsel ayrışma gibi siyasi tehditlere karşı bir strateji olarak uygulandığını göstermektedir. Bu politikaların sert müdahalelerle şekillendirilmesi, mezhep gerilimlerini azaltmak yerine artırmış, Kızılbaşların devlete karşı daha dirençli bir duruş sergilemesine yol açmıştır. Eğitimsizlik ve dinî bilgi eksikliği gibi nedenlerle şekillenen toplumsal sorunlar, mezhepsel ayrışmanın derinleşmesine katkı sağlamıştır. Sonuç olarak, Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıldaki tashih-i itikad politikaları, mezhepsel farklılıkları kontrol altına almayı ve toplumsal düzeni korumayı amaçlamış; ancak yerel dinamiklerin ve toplumsal gerçekliklerin göz ardı edilmesi, bu çabaların başarısını sınırlamıştır.
In the 19th century, the Ottoman Sultanate developed policies that aimed to provide the stability of the social and political order by addressing various religious and sectarian groups outside the Sunnism. In this conjecture, specific regulations and measures were also implemented concerning the Kizilbash communities. The Kizilbash groups were perceived as a religious divergence and a political threat due to their association with Safavid influence. These policies, particularly during Sultan Abd al-Hamid II’s reign (1876-1909), were part of the “tashih-i itikad” (correction of faith) strategy aimed to align Kizilbash practices with Sunni Islamic doctrines. However, resistance from local communities and inefficiencies in policy execution hindered these efforts. The Ottoman state established religious unity and strengthened central authority through these measures, but the outcomes often deviated from these goals. The article investigates the ideological rationale, historical context, and social consequences of the “tashih-i itikad” policies that were pursued regarding Kizilbash/Alevi communities under Sultan Abd al-Hamid II. It analyses historical documents to bring out the interplay between religious and political concerns of the time and their connection to sectarian diversity. Providing insight into the management of sectarian differences, the article examines the practical application of Ottoman religion-politics policies and their social ramifications. Consequently, it offers a nuanced understanding of the Ottoman Empire’s relationship with religious groups. Key elements of the analysis include the policies’ impact on sectarian divisions and their broader social reflections. It is relied on archival documents, official correspondence, and historical accounts, and also employed historical document analysis and qualitative research methods. Within the framework of the History of Islamic Sects, it investigates the belief structures of the Kizilbash and the Ottoman bureaucracy’s strategies toward these groups. The state’s policies aimed to strengthen Sunni Islamic beliefs and to reduce Safavid influence through educational reforms, mosque construction, the employment of religious officials, and of disseminating treatises. However, structural challenges, such as inadequate educational institutions, imams, leaders, teachers and their strong influence, limited their effectiveness. Additionally, the failure of policies to account for the historical, cultural, and geographical diversity within Kizilbash communities further restricted their success. Findings reveal that “tashih-i itikad” policies extended beyond religious objectives to address political threats like Safavid influence and sectarian divisions. These measures, shaped by harsh interventions, often heightened tensions, leading the Kizilbash to adopt a more resistant stance toward the state. Ignorance and insufficient religious education within these communities further deepened sectarian divisions. In preserving social order, the 19th-century efforts of the Ottoman Sultanate aimed to manage sectarian diversity through “tashih-i itikad” policies. However, the neglect of local dynamics and social realities undermined these objectives. The article highlights the structural challenges that was faced by the Sultanate in addressing sectarian diversity and the consequences of these shortcomings within the broader context of religion-politics relations.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Sects |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 20, 2025 |
Submission Date | December 4, 2024 |
Acceptance Date | February 21, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 Issue: 28 |