Abstract
İşletmenin karlılığının artmasında etkin rol oynayan, işletmeye rekabet avantajı kazandıran, ancak fiziki olarak mevcut olmayan haklara maddi olmayan duran varlık denir. Günümüz şartlarında, dijitalleşme artıkça, işletmelerin varlıkları içerisinde maddi olmayan duran varlıklar gittikçe önem kazanmaktadır. İşletmeler tarafından, artan ticari rekabet şartlarında, varlıklarının devamı ve faaliyetlerinin kesintisiz olarak sürdürülebilmesi için fiziki varlıkların yanı sıra, maddi olmayan varlıklardan da faydalanılmaktadır. Patent, telif hakkı, ithalat kotası, yazılım programı, film, müşteri ve tedarikçi ağı ve bağlantısı, dağıtım sistemi, isim kullanma hakkı, faaliyet hakkı, piyasadaki hâkimiyet durumu gibi varlıklar, Maddi olmayan duran varlıklara örnek olarak verilebilir. Piyasa şartları doğrultusunda bu varlıklara değerleme uygulanarak, varlıkların mali tablolarda doğru bir şekilde yer alması önem kazanmaktadır. İşletmeler tarafından kullanılan bu kaynaklardan, maddi olmayan duran varlıklar sınıfına dâhil olması gereken varlıklar ile bunların muhasebe kayıtlarına alınması, değerlemeye tabi tutulması, yıpranma payı ayrılması, yenileme gideri, değer düşüklüğü uygulaması gibi konular TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar Standardında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Bu çalışmada, işletmeler tarafından edinilen maddi olmayan duran varlıklar gurubundaki varlıkların, TMS38 Maddi olmayan duran varlıklar standardı hükümlerine göre muhasebeleştirilme usul ve esasları incelenmiştir. Öncelikle; TMS38 standardında sayılan kavramlar hakkında temel bilgiler verilmiş, ardından; maddi olmayan duran varlıkların değerlemesi, muhasebeleştirilmesi, amortismana tabi tutulması ve yapılması gereken diğer işlemler ile ilgili uygulamalar açıklanmış ve uygulama örnekleri verilmiştir.
Çalışmada literatür taraması ile sonuca ulaşılarak monografi yöntemi ile uygulama yapılmıştır. Aynı zamanda, maddi olmayan duran varlık kavramı içinde yer alan kalemler incelendiğinde, çalışmanın, ekonomiye yüksek katma değer kazandıracak unsurları içerdiği ve bunların üzerinde önemle durulması gerektiği görülmüştür.