Allah tarih boyunca insanlarla vahiy
yoluyla iletişim içerisinde olmuştur. Bu
iletişim sürecinde her topluluğa kendi içlerinden peygamberler seçilerek kendi
lisanlarıyla hitapta bulunulmuştur. Yani ilâhî hitap, muhatap toplumun mevcut
dil düzlemi üzerinde onun kalıplarıyla şekillenmiştir. Lisan, hem toplumların
sahip oldukları kültürün taşıyıcısıdır, hem de toplumda iletişimi mümkün kılan
araçtır. Mutezilî düşünce geleneğinde bu husus, muvâdaa (uzlaşım) kavramıyla
ifade edilmiştir. Muvâdaa bir toplumun iletişim aracı olarak bir dil düzlemi
üzerinde varlıklar hakkındaki uzlaşıyı ifade eder. Mutezileye göre, bu dilsel
zemin, ilâhî mesajın muhataplara sağlıklı bir şekilde iletilmesi ve onlar
tarafından doğru olarak anlaşılması için ön şart olmaktadır. Nüzulünden itibaren ilâhî kelam
Kur’an’ın anlaşılması konusu Müslümanların gündeminden hiçbir zaman
düşmemiştir. İslami ilimlerin ve düşünce
ekollerinin oluşum ve gelişim süreciyle, Allah’ın kelamını anlama süreci daha
sistematik hale gelmiştir. Bu çalışmada, Mutezilî
düşünce geleneğine mensup bir alim olan Kādī Abdülcebbâr’ın düşüncesinde, ilahi
hitabın anlaşılması konusu, Kur’an’ın mahiyeti, Allah’ın hitabı ve kelamı,
muvâdaa, hitabın anlaşılmasını sağlayacak beyân konularının tahlili
yapılacaktır. Bu noktada, Kādī’nın düşünce sistemindeki bütünlük
dikkate alınarak sağlıklı neticelere ulaşılmaya çalışılacaktır.
Kur’an Tefsir Tevil İlâhî Hitâp Beyân Muvâdaa (Oydaşma/Uzlaşma) Mutezile Kadî Abdulcebbar
TEŞEKKÜRLER
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 20 Nisan 2020 |
Kabul Tarihi | 28 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 17 |