Crisis environments and rapid social changes have made significant contributions to the emergence of a new religion, a congregation or a new religious movement throughout history. The crises that emerged with the dissolution of Yugoslavia caused people to face many political, cultural and religious problems. This disintegration paved the way for the rapid spread of new religious movements that emerged as a reaction to traditional religious beliefs in the Republic of Kosovo. While new religious movements of Christian and Far Eastern origin were trying to be effective, on the other hand, religious movements originating from the Middle East started to be influential.
The main purpose of this study is to determine the socio-psychological factors of these trends that emerged in Kosovo. In this study, it has been found out that deprivation, secularization, economic, political and educational factors are at the forefront in the spread of new religious movements. In this regard, as in almost every subject, the state has important responsibilities. Initially, the state of Kosovo should ensure that the legal status of religious and religious groups are determined on a constitutional basis and subject to control accordingly, as in the EU. Because these structures, whose legal status has not been specified, will be in a position to be victimized and victimized. Secondly, it is among the duties of the state to find the authorities and officials who will protect themselves from wrong and show the truth to the people of Kosovo who want to live in full of all the orders and prohibitions of the religion. Because when people cannot find this authority, it is inevitable for them to apply to the wrong addresses.
Gjatë gjithë historisë ç’do rrymë, kult apo fe është zhvilluar në rrethana të ndryshimeve radikale shoqërore ose krizash. Me shpërbërjen e Jugusllavisë linden kriza të nryshme andaj shumica e njerëzve u përballën me shumë problem kulturore, fetare dhe politike etj. Kjo shpërbërje përgatiti mjedisin e përshtashëm për përhapjen e shpejtë të lëvizjeve të reja fetare që dolën si reaksion (alternativ) i besimeve fetare tradicionale në republiken e Kosovës. Nga njëra anë vazhduan të japin efekt rrymat fetare me origjinë krishtere dhe të Lindjes së largët, dhe nga ana tjetër ishin rrymat radikale fetare me origjinë nga Lindja e Mesme.
Qellimi kryesore i ketij hulumtimit përbëhet nga faktorët socio-psikologjik që ndikuan në zhvillimin e rrymave fetare në rastin e Kosovës. Me hulumtimin e bërë kemi vërejtur se diskriminimi, shekullarizimi, ekonomia, politika dhe faktori i arsimit kanë ndikuar sidomos në përhapjen e lëvizjeve të reja fetare. Shteti si në ç’do fush tjetër edhe në këtë fushë ka detyrimet e punimet e tij që duhet t’i realizoj. Siç mund të përmendim përcaktimin e grupeve fetare në baza kushtetuese, ashtu siç është në BE, ku secila lëvizje duhet t’i nënshtrohen mbikëqyrjes në përputhje me kushtetutën. Sepse strukturat që nuk u është përcaktuar statusi kushtetues përgatisin një terren të përshtashëm për të dëmtuar pse jo edhe për t’u dëmtuar. Gjithashtu e rëndësishme është autorizimi dhe emërimi i njerëzve kompetentë që kanë mbaruar të gjithë arsimin e duhur të lartë, në këtë mënyrë mund të parandalohen keqkuptimet dhe keqinterpretimet fetare dhe informimin dhe ndihmën fetare shpirtërore për të cilën besimtarët kanë nevojë. Vetëm në këtë mënyrë njerëzit nuk mund orientohen dhe ndihmohen ashtu siç duhen, në të kundërt herët apo vonë orientimi dhe vatja nëpër adresat e gabuara mund të bëhet e pasmangshme.
Kriz ortamları ve hızlı toplumsal değişmeler tarih boyunca yeni bir din, cemaat veya yeni bir dinî akımın ortaya çıkmasında önemli katkılar sağlamıştır. Kriz ortamı olarak görülmese de Modern dönemde yeni dinî hareketlerin önemli bir ivme kazandığı XX. yüzyıl, tüm dünyada bir toplumsal değişim ve bunalım dönemi olarak karakterize edilmektedir. Başka bir ifadeyle, modern dönem, geleneksel toplum yapısı ve düzeninde çok önemli değişimlerin oluşmasına sebep olmuştur. Modern dönemde yaşanan hızlı değişmeler; dünyaya aşırı eğilim, aşırı rasyonalizm, pozitivizm, materyalizm, bir otorite ve inanç boşluğu olgularını da beraberinde getirmiştir. Böylece ortaya çıkan toplumsal anomi ortamında “büyüsü bozulan dünya”da aşırı sekülerleşme sonucu bir kenara itilen geleneksel inançlar ve dinler bu ihtiyaçlara cevap veremeyince ortaya çıkan boşluk, yeni dinî hareketler tarafından doldurulmaya başlanmıştır.
Buna bağlı olarak bizde bu çalışmanın ana konusunu Yugoslavya’nın dağılmasıyla kurulan devletlerden biri olan Kosova Cumhuriyetinde ortaya çıkmış olan yeni dini akımların sosyo-psikolojik faktörleri oluşturmaktadır. Zira Yugoslavya’nın dağılmasıyla birlikte yeni kurulmuş devletlerde insanların çoğu birçok siyasi, kültürel ve dinî problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu dağılma, geleneksel dinî inançlara tepki olarak ortaya çıkan yeni dinî akımların hızlı bir şekilde yayılmasına ortam hazırlamıştır. Bir taraftan Hıristiyan ve uzak doğu kökenli yeni dinî akımlar etkili olmaya çalışırken, diğer taraftan da Orta Doğu kökenli, daha çok Selefi ve Vehhabi zihniyeti etrafında şekillenen dinî akımlar da etkili olmaya başlamıştır.
Konuyla ilgili yapılan çalışmaların çoğunda olduğu gibi bizim çalışmamızda da geleneksel dini yaklaşımlar ilerleyen ve her bakımdan değişen toplum ile hızlı olarak hareket etmesi zor olmuş ve toplumla arasındaki fark açılınca da bu boşluğu yeni gruplar doldurmaya başlamıştır. Özellikle bazı geleneksel dini inançların gelişen teknolojinin insan hayatına getirdiği yeniliklere ayak uyduramaması bireyin kimliğinde karmaşa yaratmıştır. İnsanlar içine düştükleri bu çıkmazdan ve boşluktan farklı söylemleri olan ve bireye önem veren, toplumda var olduğunu, değerli olduğunu, işe yaradığını hissettiren yeni dinî akımlara yönelmişlerdir. Ayrıca farklı kültürlerin küçülen dünyada birbirleriyle temasları da çoğalmıştır. Karşılıklı bilgi ve kültür alışverişi sırasında toplumlar birbirlerinin kültüründen, din anlayışından veya yeni dinî akımlarından etkilenmişlerdir. Bunun yanı sıra Kosova’nın yaşadığını savaş döneminde (1997-1999) birçok aile mülteci olmuş, ülkelerini istemeyerek terk etmiş ve komşu ülkelere göç ettirilmişlerdir. Göç ettiklerinde yardıma muhtaç olan halk misyonerlerden destek görmüştür ve bu da yeni dini akımlara ilgililerini artırmıştır.
Sonuç olarak diğer konularda olduğu gibi yeni dinî akımlar ile ilgili Kosova Cumhuriyetine düşen iki önemli görevin olduğunu düşünüyoruz. Birincisi, Kosova devleti din ve dinî grupların AB’nde olduğu gibi, anayasal bir zeminde hukuki statülerinin belirlenmesini ve ona göre denetime tabi tutulmalarını sağlamalıdır. Zira hukuki statüsü belirlenmemiş bu yapılar, mağdur etmeye de mağdur edilmeye de müsait durumda olacaklar. Ayrıca hukuki statünün belli olması her iki tarafın da yararına olacaktır. İkincisi, dinin bütün emir ve yasaklarını eksiksiz bir şekilde yaşamak isteyen Kosova halkına, kendilerini yanlıştan koruyacak, doğruyu gösterecek otorite ve yetkilileri bulmak da devletin görevleri arasındadır. Çünkü insanların bu otoriteyi bulamadıkları durumlarda yanlış adreslere müracaat etmeleri kaçınılmazdır. Başka bir ifadeyle, eğer devlet tarafından toplumun bu ihtiyacı karşılanmaz ise farklı misyoner ve sivil kuruluşlar bu ihtiyacı karşılar ve bunun sonucunda da din eğitiminin kontrol altında tutulması imkânsızlaşır.
Birincil Dil | Arapça |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Çeviriler |
Çevirmenler |
Avni Lala Bu kişi benim |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 24 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |