Dil planlaması ilk zamanlarda bir
milletin kullanmış olduğu dilde görülen sorunların giderilmesini sağlamak
amacıyla ortaya çıkmış bir kavramdır. Zamanla bir ülke içinde yaşayan
azınlıkların, göçmenlerin, sığınmacıların vb. toplulukların dil ve kimliklerine
yönelik değişik amaçlarla yapılmış çalışmalar da dil planlamasının kapsamı
içine girmiştir. Almanya da bir göçmen ülkesi olarak Türklere ve Türkçeye
yönelik çalışmalarını 2000’li yılların başından itibaren değiştirmiştir.
Dönemin İçişleri Bakanı Otto Georg Schily’nin “En iyi entegrasyon
asimilasyondur.” sözü planlanan çalışmaların bir ön işareti veya yapılmış olan
planların bir özetiydi. Bu kapsamda önce Almanya’da bulunan diğer milletlerin
statüleri ve hukuksal hakları ayrılmış ve onlara sağlanan eğitim olanakları
şekillendirilmiştir. Türkçe dersleri zorunlu olmaktan çıkarılmış, ekonomik
gerekçeler ileri sürülerek birleştirilmiş sınıflarda ve merkezi okullarda
yapılmaya başlanmıştır. Makalemizde Almanya’nın Türkçeye yönelik uygulamış
olduğu dil planlama çalışmaları ve III. kuşakta görülen sonuçları verilmiş ve
UNESCO’nun 2003 yılında yayımlamış olduğu dillerin hayatiyetiyle ilgili rapor
doğrultusunda gelinen seviye belirlenmeye çalışılmıştır.
The concept of “language
planning” was firstly emerged to solve problems which were observed in a
nation’s language usage. In course of time, the language and identity studies
of minorities, immigrants, refugees, etc. in a country, which were done for
various purposes, were also considered under the studies of language planning.
As an immigrant country Germany has changed its studies about Turkish people
and Turkish language at the beginning of the 2000s. The expression “The best
integration is assimilation” of the Interior Minister, Otto Georg Schily, of that
period was the sign of the planned studies and/or the summary of plans which
were done. Firstly, status and legal rights of nations other than German were
separated. At the same time, educational opportunities to them were formed.
Turkish language lessons have been taken out from being must courses and
Turkish language lessons started to be made in combined classes or central
schools due to economic reasons. In this paper, research on language planning
studies for Turkish language in Germany and their observed results in the 3rd
generation is done. Furthermore, the point level has been determined according
to the Language Vitality and Endangerment report which was published in 2003 by
UNESCO.
Journal Section | Turkish language, culture and literature |
---|---|
Authors | |
Publication Date | April 21, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Issue: 8 |