Türkiye’de geniş bir okur kitlesine sahip ve kitaplarının çoğu Türkçeye kazandırılmış Afro-Amerikalı yazar Toni Morrison’un romanları, ABD’de Afrika kökenli Amerikalıların dünyasına odaklanmakta olup Afrika kültürü ile bu ata kültürüne ait sözlü geleneğe ilişkin unsurları barındırmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yazarın ikinci romanı olan Sula (1973)’da Afro-Amerikan kültüründeki sözlü geleneği çağrıştıran folklorik unsurların Türkçeye aktarılma biçimlerinin, Molefi K. Asante’nin ortaya koyduğu Afro-merkezci yaklaşım (Afrocentricity) çerçevesinde betimlenerek çevirmenin rolüne ilişkin saptamalarda bulunmaktır. Çalışmaya konu olan romanın Türkçeye ilk çevirisi Türkçeye birçok önemli yapıt kazandıran deneyimli çevirmen Ülker İnce’nin kaleminden çıkmış olup, 1994’te Can Yayınları’nca yayımlanmıştır. Romanın İnce tarafından yapılan yeniden çevirisi ise 2017’de Sel Yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. Söz konusu folklorik unsurlara ilişkin kaynak metinden yapılan alıntılar ve bu alıntıların iki erek metinde bulduğu karşılıklar, çevirmenin varlığı/görünürlüğü/sesi (The translator’s presence/visibility/voice) bağlamında karşılaştırmalı olarak çözümlenmiştir. Çalışmada kuramsal yaklaşım olarak, Lawrence Venuti’nin The Translator’s Invisibility: A History of Translation (1995) (Çevirmenin Görünmezliği: Çeviri Tarihi) adlı kitabında gündeme getirdiği “çevirmenin görünürlüğü/görünmezliği” (the translator’s (in)visibility) sorunsalından ve Theo Hermans’ın The Translator’s Voice in Translated Narrative (1996) (Çeviri Anlatıda Çevirmenin Sesi) adlı makalesinde tartışmaya açtığı “çevirmenin sesi” olgusundan yararlanılmıştır. Çalışma, çevirmenin Afro-merkezci bir yaklaşımla, kaynak ve erek metinlerdeki dilsel ve kültürel unsurları harmanlayıp, Türk okurları yabancı oldukları Afro-Amerikan kültürüne özgü unsurlarla tanıştırmış olduğunu gözler önüne sermeye çalışmaktadır.
The acclaimed Afro-American novelist Toni Morrison’s novels, most of which have been translated into Turkish and enjoyed considerable popularity among Turkish readers, focus on the lives of African Americans and contain elements of the oral tradition belonging to this ancestral culture. This study aims to describe how the folkloric elements in Sula (1973), her second novel, which evoke this oral tradition of Afro-American culture have been translated into Turkish within the framework of the Afrocentric approach, put forward by Molefi K. Asante and to determine the translator’s role in the process. The novel was translated into Turkish twice by the experienced translator Ülker İnce. The first translation was published by Can Publishing in 1994 and the second by Sel Publishing in 2017. The extracts from the source and the target texts containing folkloric elements have been comparatively analyzed in terms of the translator’s presence/visibility/voice. The study refers to “the translator’s (in)visibility” coined by Lawrence Venuti in his ground-breaking work called The Translator’s Invisibility: A History of Translation (1995) as well as “the translator’s voice” discussed by Theo Hermans in his widely-acclaimed article entitled The Translator’s Voice in Translated Narrative (1996). The study endeavors to illustrate the ways in which the translator acquaints the Turkish readers with the folkloric elements belonging to the Afro-American culture by conjoining the linguistic and cultural elements of the source and the target texts with an Afro-centric approach.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | Translation and interpreting |
Authors | |
Publication Date | November 21, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: Ö8 |