Gençlik edebiyatı kimi kültürlerde gençlerle empati yapan, olaylara onların penceresinden bakan ve baktıran, yalnız olmadıklarını hissettiren bir anlayışa sahipken, başka kültürlerde el yordamıyla, düşe kalka doğruyu bulmaya çalışan ve henüz kendi kararlarını vermeye yetkin olmayan bireylere sunulan bir yol haritası olarak algılanır. Genel kabule göre ilk gençlik edebiyatının 12-16 yaş grubundaki bireylere hitap etmesinden yola çıkarsak, bu yaş grubundaki gençlerin dünyanın birçok coğrafyasında benzer sorunlarla karşılaştıkları gerçeği ile karşılaşırız. Ergenlik dönemi olarak bilinen bu dönem kişilerin kimlik arayışlarının yanı sıra değişen bedenleri ile cinselliği fark ettikleri, ailedeki otoriteyi sorguladıkları, çok yoğun ve çalkantılı bir duygu yoğunluğu yaşadıkları bir süreçtir. Peki gençlik edebiyatının amacı, hedef kitlesinin karakterine uygun bir kurgu ile, dünyaya onun penceresinden bakarak, kimliğini bulmaya çalıştığı yolda arkadaşlık yapması, hatalarına göz yumması, sırdaşı olması mıdır yoksa engellerle, zorluklarla ve tuzaklarla dolu bu yolda, ona ışık tutması, düşmeden elinden tutup kaldırması ve yetişkin olduğunda yetişkin olduğunda içinde yaşadığı toplumun normlarına uyacak bir birey olabilmesine yardımcı olması için gereken bir kılavuz mudur? Her iki amaç da kültürden kültüre ve o kültürde yolunu bulmaya çalışan gençler için kabul gören varsayımlar olabilir. Bu çalışmada, Alman ve Türk gençlik edebiyatından seçilen eserlerden hareketle, aile, arkadaşlık ilişkileri, aşk, cinsellik ve toplumsal cinsiyet rollerinin ele alınışı kültürel kodların farklılığı kapsamında incelenecek ve nasıl bir amaca hizmet ettikleri tartışılacaktır.
Whereas, in some cultures, juvenile female literature empathizes with young adolescents by mirroring the circumstances from their perspectives and by making them feel that they are not alone, some cultures regard such literature as a roadmap that is presented to the individuals who muddle around in their own world and are not allowed to make their own decisions. In light of the fact that juvenile literature addresses individuals between twelve and sixteen years of age, it is reasonable to argue that those individuals encounter similar problems in different geographical regions. Adolescence is a process throughout which young individuals are in a quest for identity, become aware of their body, question family authority and go through tumultuous and intensive feelings. The question is this: does juvenile literature seek to create a fictive world in which young adolescents are befriended in their quest for identity and are tolerated with respect to their mistakes in a confidential atmosphere or does it seek to illuminate their road filled with obstacles, challenges and traps and to guide them towards social norms and rules? These differing strategies may serve as true options in different cultures where young adolescents strive to find their own way. In this context, this study seeks to analyse the cultural norms that mould family, friendship, love, sexuality and gender roles in German and Turkish systems of juvenile literature and explore how they serve different objectives in different socio-cultural contexts.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 21 |