Çeviri, en basit anlamıyla bir dilden başka bir dile dolayısıyla da bir kültürden başka bir kültüre yapılan sözlü ve yazılı aktarımların tümüdür. Çin’de bilinen en eski kayıtlı çeviri faaliyetleri, Zhou Hanedanı’na (周朝/MÖ 1122-221) kadar uzanmaktadır. Bu ülkenin çeviri tarihini üç aktarım sürecine ayıracak olursak, ilk aktarım Budizm’in Çin’e gelişiyle birlikte dini metin çevirileri ile başlamıştır. İkinci aktarım ise 16. ve 17 yüzyıllarda Cizvit misyonerlerin Katolikliği yayma çabalarıyla ve ağırlıklı olarak dini metinlerin yanı sıra bilimsel metinlerin de çevrilmesi ile devam etmiştir. Üçüncü aktarım ise 19. ve 20. yüzyıllarda ağırlıklı olarak Batı biliminin çevrilmesi ile gerçekleşmiştir. Böylece ülkede batılılaşma ile eş anlamlı hale gelen bir modernleşme sürecinin başladığı yaygın olarak kabul edilir. Afyon Savaşları’nda aldığı yenilgilerin de etkisiyle Çin bu süreçte büyük bir uyanış geçirmiş, gelenekselci özünü kaybetmeden Batıdan sadece bilimi geliştirme anlamında faydalanabilmek için çeviriye daha fazla önem vermiştir. Bu doğrultuda hükümet, kendi çevirmenini yetiştirmek ve iki dil bilen kaliteli memur ihtiyacını karşılamak için 1862 yılında “Tongwen Guan (同文館)” çeviri okulunu kurmuştur. Çalışmanın amacı; çeviri deyince akla ilk gelen Batı dünyasının yanı sıra Doğu’yu da Çin üzerinden inceleyip ele alarak, çeviribilim alanına Doğu’dan bir örnekle katkı sağlamaktır. Çalışmada veri toplamak amacıyla China Academic Journals (CNKI) veri tabanı ve açık kaynaklardan elde edilen bilgiler ve bu alanda yazılmış kitaplar kullanılarak uzun Çin tarihi içerisinde çevirinin rolü incelenmiştir. Bu doğrultuda Çin’de çevirinin, ülkenin geleneksel dünya algısı ve bazı hükümet politikaları çerçevesinde olumlu anlamda şekillendiği gözlemlenmiştir. Günümüzdeki modern Çin, ülkenin Batı liderliğindeki bir dünya sisteminde kendi yolunu bulup, fırsatlarını keşfetmesiyle mümkün olmuştur.
Translation, in its simplest sense, is all of the verbal and written transfers from one language to another. The earliest known recorded translation activities in China date back to the Zhou Dynasty (周朝/1122-221 BC). If we divide the translation history of this country into three transmission processes, the first transmission started with the arrival of Buddhism in China. The second transmission continued with the efforts of Jesuit missionaries to spread Catholicism in the 16th and 17th centuries. The third transfer took place mainly by the translation of Western science in the 19th and 20th centuries. Thus, it is widely accepted that a modernization process has begun in the country, which has become synonymous with westernization. With the effect of the defeats in the Opium Wars, China had a great awakening in this process and gave more importance to translation in order to benefit from the West only in terms of developing science without losing its traditionalist essence. In this direction, the government established the "Tongwen Guan (同文館)" translation school in 1862 to train its own translators and to meet the need for qualified bilingual officials. The aim of the study is to contribute to the field of translation studies by examining and addressing the East through China. In order to collect data in the study; CNKI database, open sources and books written in this field were used. In this respect, it has been observed that translation in China is shaped positively within the framework of the country's traditional world perception and some government policies.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 25 |