Son zamanlarda yapılan kuramsal ve deneysel çalışmalarda, Türkçede -lAr çoğul belirticisinin dışlayıcı okumasının yanı sıra kapsayıcı okunuşuna dair kanıtlar olduğu da ortaya atılmıştır (Sağ 2019, Renans ve ark. 2020). Bu bağlamda temel iddia, çoğul belirticisinin sözdizimsel olarak olumsuz cümlelerde ve bazı aşağı yönlü bağlamlarda kapsayıcı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, bu makalede, çoğul belirticisinin öncelikle dışlayıcı okuma ile ilişkili olduğu (Bliss 2001, Bale et al 2010, Görgülü 2012, Bale and Khanjian 2014) ve görünen kapsayıcı okumasının yapılarda sadece belirli mantıksal operatörler bağlamında ortaya çıktığı gösterilmektedir. Bunlara ilaveten, son araştırmalardaki deneysel tasarımda birtakım problemler olduğu ortaya konmaktadır. Bunun nedeninin de deneyin oluşturulması sürecinde Türkçenin adsıl alanda sayı belirlenmesinin dikkate alınmadığı gösterilmektedir. Bu durumun da katılımcılar için açıkça bazı yorumsal karışıklıklara yol açtığı belirtilmektedir. Bu nedenle, dilde çoğul belirticisinin anlamına bakmanın çok daha iyi bir yolunun, dildeki sayı ve çoğul belirleme sisteminin özelliklerinin daha dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesinin ve değerlendirilmesi gerektiği savunulmaktadır.
It has been claimed in some recent theoretical and experimental studies that in addition to the exclusive reading, there is evidence for the inclusive reading of the plural marker -lAr in Turkish (Sağ 2019 and Renans et al. 2020, among others). The main argumentation comes from the inclusive interpretation of the plural marker in syntactically negative sentences and in certain other downward entailing contexts. However, based on new data, I argue in this paper that the plural marker is primarily associated with the exclusive reading in Turkish (Bliss 2004, Bale et al 2010, Görgülü 2012, Bale and Khanjian 2014, among others) and the apparent inclusive reading arises only in the context of certain logical operators in the structure. More importantly, I show that the experimental design in recent experimental studies has certain issues. This is because number marking in the nominal system of Turkish was not actually taken into consideration in the design process of the experimentation, which apparently led to certain interpretive complications for participants. Thus I argue that a much better way to look at the meaning of plural marking should be through a more careful consideration of the specification of the number and plural marking system in the language.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Linguistics |
Journal Section | World languages, cultures and litertures |
Authors | |
Publication Date | July 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: Ö11 |