Jean Genet et son œuvre ont longtemps été sources de controverses. Son œuvre dramatique que des critiques rapprochent des idées d’Antonin Artaud se construit essentiellement autour du « rituel » qui propose une forme authentique de critique sociale surtout dans Les Bonnes (1947), Le Balcon (1956), Les Nègres (1958) et Les Paravents (1961). En détruisant ainsi l’illusion scénique, il rend impossible la distinction du vrai et du faux dans un univers où sont mis sur scène des criminels, des prostituées, des voleurs et des traîtres. Il crée sur la scène théâtrale un univers inverti de valeurs où on se plaît à exalter le mal. Ce mal qui se concentre essentiellement dans « l’acte » et surtout dans « la parole » du personnage se voit représenté, la plupart du temps à travers la figure de l’Autre, dans un excès de haine et de violence gratuite, le tout attisé par la trahison. Ce travail se propose d’étudier, en utilisant les facteurs constitutifs de la dramaturgie genetienne, cette mise en scène du mal et ses diverses facettes, à savoir cette perpétuelle haine sur laquelle se construit l’intrigue. Pour mener à bien cette étude, nous nous baserons sur la conceptualisation de Raymond Federman qui définissait le théâtre de la haine genetien mais aussi sur le goût à la trahison tel que le met en évidence Ivan Jablonka dans son étude Les vérités inavouables de Jean Genet.
20. yüzyıl Fransız yazarı Jean Genet’nin özyaşamöyküsel anlatı, şiir ve tiyatro alanlarında kaleme aldığı eserler, yayımlandıkları tarihten günümüze kadar çeşitli tartışmalara yol açmışlardır. Özellikle Les Bonnes (Hizmetçiler) (1947), Le Balcon (1956) (Balkon), Les Nègres (1958) (Zenciler) ve Les Paravents (1961) (Paravanlar) gibi ses getiren oyunları ve ortaya koyduğu tiyatro anlayışıyla Antonin Artaud ile anılmaya başlanan ve kuramcının Le théâtre et son double (Tiyatro ve İkizi) başlıklı eserindeki fikirleri sahneye taşıdığı söylenen Jean Genet, merkezinde ritüelin olduğu kendine özgü ve özgün bir toplumsal eleştiri biçimi ortaya koyar. Ritüel, oyun içinde oyun gibi uygulamalarla sahne illüzyonunu yok eden yazar, suçluların, fahişelerin, hırsızların ve hainlerin baş rolde olduğu “evrenlerde” gerçek ile sahteyi birbirinden ayırmayı imkansız hale getirir. Jean Genet oyunları, kötülüğün yüceltildiği tersine çevrilmiş bir değerler evreni sahneye koyar. Oyun kişilerinin eylemleri ve sözleri aracılığıyla dışa vurdukları kötülük, çoğu zaman Öteki figürünü hedef alarak, ihanetle beslenen aşırı nefret ve keyfi şiddetle temsil edilir. Bu çalışmada, Jean Genet oyunlarında kötülüğün nasıl sahnelendiği, bir araç olarak değil de bir amaç olarak olay örgüsünün temelinde yer alan daimi nefret, Jean Genet tiyatrosunu “nefret tiyatrosu” olarak tanımlayan Raymond Federman'ın çalışmaları ve Ivan Jablonka'nın “Les vérités inavouables de Jean Genet” (Jean Genet’nin İtiraf Edilemez Gerçekleri) başlıklı çalışmasında irdelediği “ihanetin zevki” kavramı çerçevesinde ele alınacaktır.
Primary Language | French |
---|---|
Subjects | French Language, Literature and Culture |
Journal Section | Ek Makaleler |
Authors | |
Publication Date | April 21, 2024 |
Submission Date | October 30, 2023 |
Acceptance Date | April 20, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 39 |