Kırgızların tarih boyunca yaşadığı dini dönüşümler, Türklerin zengin dinî mirasının öğrenebilmesi için önem arz etmektedir. Kırgızlar, İslâm öncesi dönemde Tengricilik, Şamanizm, Totemizm ve Zerdüştlük gibi inançların etkisi altında kalmış, bu sistemlerde doğa güçleri ve ruhani bağları inançlarının temelini oluşturmuştur. Gök Tanrı inancı, Kırgızlar arasında en yaygın dinî inanış olmuştur. Tek Tanrı'ya inanma ve doğaya saygı temelinde şekillenen bu inanç, İslâm'ın tevhid anlayışıyla önemli paralelliklerle göstermiştir. Bu benzerlik, Kırgızların İslâm'ı benimsemesini kolaylaştıran temel faktörlerden biri olmuştur. İslâmiyet'in Kırgızların arasında yayılması, yalnızca dinî bir değişim değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel yapıda köklü dönüşümlere yol açmıştır. Eski inançların, İslâm'ın öğretileriyle harmanlanarak yeni bir dinî ve kültürel oluşum oluşturulmuş, Kırgızların toplumsal kimlikleri yeniden şekillenmiştir. Bununla birlikte Kırgızların dinî hayatlarını değerlendirirken farklı boylarının ve coğrafi koşulların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Kırgızların yeterince İslâmi bilgiye ulaşamamaları ve geleneklerini bilen yeterli sayıda dinî rehberin olmaması nedeniyle, örf, adet ve destanlar Kırgızların siyasi, sosyal ve dinî hayatlarını şekillendirmede daha etkili olmuşlardır. Günümüzde dahi eski Türk inançlarının izleri Kırgızlar arasında yaşamaya devam etmekte İslâm ile harmanlanan bu unsurlar kültürel bir sürekliliğin sembolü olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu çalışma, Kırgızların dinî mirasını ve İslâm’la olan ilişkilerini geleneksel ve kültürel bir perspektifle ele almaktadır. Türklerin İslâm öncesi dinî inanışları ve İslâmiyet'in bu yapıyı nasıl dönüştürdüğü, sadece akademik değil, aynı zamanda kimlik ve kültür inşası açısından da önem arz etmektedir. Araştırma, okuyuculara Kırgızların zengin dinî ve kültürel mirasını tanıtmayı, eski inançlar ile İslâm arasındaki geçiş sürecini araştırmayı amaçlamaktadır. Konunun bu minvalde ele alınması hem tarihi hem de kültürel anlamda kaçınılmaz bir gerekliliktir.
The religious transformations experienced by the Kyrgyz throughout history are important for understanding the rich religious heritage of the Turks. Before Islam, the Kyrgyz were influenced by beliefs such as Tengrism, Shamanism, Totemism, and Zoroastrianism, which the powers of nature and spiritual connections were the initial features of their beliefs. The belief in the Sky God (Tengri) was the most widespread religious belief among the Kyrgyz. This belief, shaped by monotheism and respect for nature, reveals significant parallels with the belief in tawhid in Islam (oneness of God). This similarity was one of the main factors that facilitated the Kyrgyz's adoption of Islam. The process of Islamization among the Kyrgyz was not only a religious change but also led to profound transformations in their social and cultural structures. Ancient beliefs were blended with Islamic teachings to create a new religious and cultural formation, reshaping the Kyrgyz's societal identity. However, while evaluating the religious life of the Kyrgyz, it is essential to consider the diversity of their clans and conditions. Due to insufficient Islamic influence and the lack of a sufficient number of religious guides familiar with traditions, customs, traditions, and epics played a more effective role in shaping the political, social, and religious lives of the Kyrgyz. Even today, traces of ancient Turkic beliefs continue to exist among the Kyrgyz, blending with Islam and serving as symbols of cultural continuity. This study examines the religious heritage of the Kyrgyz and their relationship with Islam from a traditional and cultural perspective. It highlights the significance of Turkic pre-Islamic religious beliefs and how Islam transformed this structure, emphasizing its importance not only academically but also in terms of identity and cultural construction. The research aims to introduce the rich religious and cultural heritage of the Kyrgyz and explore the transitional process between ancient beliefs and Islam. Addressing this topic from such a framework is an inevitable necessity from both historical and cultural perspectives.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kelam |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ekim 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 4 Sayı: 2 |