Erken Cumhuriyet döneminde Arapça ezanın Türkçeye çevrilmesi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçişte görülen büyük çaplı değişikliklerin çarpıcı bir simgesi haline gelmiştir. Bu değişikliklerin büyük çoğunluğunun, yeni kurulan devletin sosyopolitik gündemi doğrultusunda ülkenin ulusal ve kültürel kimliğinin yeniden inşa edilmesi amacıyla yapıldığını söylemek mümkün. Ezanın çevirisine laikleşme ve yeni bir kimliğin inşa edilmesi sürecinde önemli bir rol biçilmiş olmasını anlamlandırabilmek için bu çeviri olgusunu dönemin diğer önemli reform ve yenilikleri bağlamında ele almak yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda yeni kurulan cumhuriyetin bu değişikliklere yönelik politikaları ve tutumunun da dikkate alınması gerekmektedir. Ancak ezanın çevirisinden söz ederken bu çevirinin toplumun büyük bir kesiminden aldığı tepki de göz ardı edilemez. Büyük ayaklanmalar halini alabilen bu tepkinin nedenini anlamlandırabilmek için Türk toplumunun tarihi bağlamında İslam’ın ve dolayısıyla da ezanın önemini ve ibadetlerde başvurulan Arapça dilinin “Allah’ın kelamı” olarak tarif edilen Kur’an-ı Kerim ile bağdaştırılıyor olmasını da dikkate almak gerekmektedir. Bu çalışma, bu amaçlar doğrultusunda ezanın Türkçeye çevrilmiş olmasını ve bu çevirinin gördüğü tepkiyi bahsi geçen bağlamlara oturtarak bu çeviri faaliyetine farklı bir bakış açısı sunmaktır. Çalışmanın amacı, bahsi geçen olaylara tarihsel bir açıklama sunmak veya dönemin ideolojilerine yorum getirmek değildir. Bu ve bunun gibi erken cumhuriyet dönemini konu alan çalışmaların birçoğu, belirli grupları ideolojik gerekçelere dayanarak eleştirdiği algısı oluşturabilmektedir. Fakat bu çalışma, ezanın çevirisine ve bu çevirinin karşılaştığı direniş ve olumsuz tepkiye Çeviribilim disiplinindeki kavramlardan beslenen farklı bir bakış açısı sunmayı amaçlamıştır. Vaka çalışması yönteminden faydalanan bu çalışma, bahsi geçen amaç doğrultusunda Çeviribilim araştırmalarına sıkça konu olan André Lefevere’in yeniden yazım (rewriting), patronaj ve manipülasyon kavramları ile Gideon Toury’ninki başta olmak üzere normlara yönelik yaklaşımlara başvurmuştur. Lefevere’e göre yeniden yazım olarak tarif edilebilecek metinlerin tamamı, amaçları ne olursa olsun, belirli bir ideolojiyi ve poetikayı yansıtır; diğer bir deyişle metinler, belirli bir toplumda belirli bir şekilde işlev görmesi için manipüle edilir. Yeniden yazım, gücü elinde tutanların amaçlarına hizmet etmek için uygulanan bir manipülasyondur. Patronaj, yeniden yazım sürecini, ürününü ve bu metinlerin dağıtımını manipüle etmek için uygulanan güçtür; bu gücü kendi ideolojik amaçlarına hizmet etmek için kullanan kişi, kurum, grup veya sosyal sınıflar ise patronlardır. Ezanın çevirisi bu kavramlar doğrultusunda düşünülecek olursa devletin patronaja sahip olduğu ve yeni kurulan cumhuriyetle birlikte açtığı yeni sayfada milleti için Batı odaklı bir ulusal ve kültürel kimlik inşa etme amacıyla toplum yaşamının belirli alanlarını manipüle edip yeniden yazdığı söylenebilir.
The Turkish translation of the azān, the Muslim call to prayer, in the early Republican era stood as a striking symbol of the drastic changes witnessed in the Turkish state and its people as attempts to secularize the nation and redefine its identity dominated the state’s socio-political agenda. Evaluating this phenomenon from the perspective of Translation Studies can reveal novel insights into why the azān was translated and why it was met with resistance. This case study attempted to rethink the translation of the azān from the perspective of rewriting and to explore its negative reception from the perspective of norms, with particular emphasis placed on the setting and historical context of the translation. Based on the ideological motives portrayed and the other reforms implemented by the state, or in other words, the patron, it is possible to argue that the translation of the azān can be regarded as an act of rewriting. The opposition directed towards it can be accounted for by the norms of the people opposing it. Based on their history with the Islamic belief system, it can be assumed that Islam and its Arabic practices played a big part in the values that make up their norms.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Islamic Studies (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | August 19, 2024 |
Acceptance Date | November 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 26 Issue: 50 |
SAUIFD accepts the Open Access Journal Policy for expanding and flourishing of knowledge.