Bu makale, yapay zekâ ve dijital sanat araçlarının “yeni” olarak sunulmasının yarattığı geçici heyecana eleştirel bir bakış sunarak, dijital sanatın tarihsel sürekliliğini görünür kılmayı amaçlamaktadır. Araştırmada, bu “yenilik” algısının dijital sanatın başlangıcından beri süregelen teknoloji kullanımını nasıl göz ardı ettiği ve sanat piyasasında teknolojik araçların yarattığı dengesizlik ve yaratıcılık krizinin nasıl ortaya çıktığı incelenmektedir. Bu kapsamda teknoloji temelli sanatın yeni olmadığı, yalnızca ana akım sanat dünyasının yabancı olduğu bir dil olduğu savunulmaktadır. Dijital sanatın kökenlerine, bilgisayar dışındaki teknolojilerin ve 1960’lardaki öncü denemelerin etkisine değinilerek, güncel dijital sanat ile erken dönem örnekleri arasında karşılaştırma yapılması hedeflenmektedir. Ayrıca, heykel sanatındaki teknoloji kullanımının da uzun bir geçmişi olduğu vurgulanmaktadır. Makale, “yeni” algısının sanat piyasasında spekülasyonlara ve yüzeysel tasarımların öne çıkmasına yol açtığını, erken dönem dijital sanatın görünmez kalmasına neden olduğunu ve sanatın eleştirel işlevini zayıflattığını belirtmektedir. Çözüm önerisi olarak, dijital sanatın erken dönem örneklerinin sanat kurumları tarafından görünür kılınması ve teknolojik gelişmelerin tarihsel birikiminin algılanması gerektiği vurgulanmaktadır.
This article critically examines the temporary excitement generated by presentation of artificial intelligence and digital art tools as “new,” aiming to highlight the historical continuity of digital art. The research investigates how this perception of “novelty” obscures the ongoing use of technology since the inception of digital art and how imbalances and a crisis of creativity arise in the art market due to technological tools. The article argues that technology-based art is not new but merely a language unfamiliar to the mainstream art world. By addressing the origins of digital art, the influence of non-computer technologies, and pioneering experiments in the 1960s, the article aims to facilitate a comparison between contemporary digital art and early examples. It also emphasizes the long history of technology use in sculpture. The article points out that the “new” perception leads to speculation in the art market, the prominence of superficial designs, the invisibility of early digital art, and the weakening of art’s critical function. As a solution, it suggests making early examples of digital art visible by art institutions and recognizing the historical accumulation of technological developments.
Digital art Technology Art history Artifical intelligence Sculpture
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Çağdaş Sanat |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 20 Ekim 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 15 Mart 2025 |
| Kabul Tarihi | 11 Haziran 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Sayı: 15- Özel sayı |