Antik Çağlardan günümüze uzanan süreçte, kültürden kültüre farklılık gösteren; mezar taşları, özel
lahitler, anıt mezarlar, piramitler, ölüyü gömme, mumyalama, resmini, heykelini yapma hatta ölü
bedeni fotoğraflama vb. çabaların hemen hemen hepsinin ölüm ve ölüm sonrası üzerine konuşlanan
inanç, ritüel ve düşünüşlerin ürünü olduğu söylenebilir.
Ölümün kaçınılamaz ve ertelenemez olması gerçekliği, bir yandan ölüm sonrası yaşam inanışının
ortaya çıkması ve evrenselleşmesinde etkili olurken, diğer yandan ise yaşamın gelip geçiciliğine karşı
itici bir güç, bir direnç geliştirerek zamanı daha iyi değerlendirme, daha üretken olma, gelecek zamana
kendinden kalıcı bir şeyler bırakma adına farklı yaratımların ortaya konmasında da etkili olmuştur. Bu
makalenin konusu olan “fanilik üzerine yeniden düşünüş”, ölüm temasının farklı alanlarda ölüm ve
ölüm sonrası üzerine yaklaşımları, ölümlü olmanın bilinci ve problematiği bağlamında ele alınarak,
geçicilik(fanilik) etkisinin çağdaş sanata yansımaları -bu alanda çalışmaları olan sanatçılar ve
yapıtları- çerçevesinde irdelenerek, değerlendirilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 21 |