Yaşantılar sonucu elde edilen bilgiler bellekte yerini alarak, zamanla yine yaşama dâhil olur. Bellek
sadece ben’le değil ben’in dışında yer alan canlı ve cansız varlıklarla etkileşim sonucu oluşur. Bu etkileşim
toplu ve ortak yaşamın getirileri olan değerler, inançlar gibi kültürel yapıları beraberinde getirir. Belleğin
nesnelleştirilmesi, onun korunması, canlı tutulmasını ve aktarılmasını böylelikle varlığın devamlılığını
sağlar. Bellek kodlara ve göstergelere dönüşerek farklı yollarla nesnelliğe kavuşur. Bu yollardan biri olan
sanatta belleğe dair izleri, özellikle 20. Yüzyılın sonlarına doğru kültürel bellek temalı çalışmalarda, sıklıkla
görürüz. Buna zemin hazırlayan ise modernizmin geçmişi reddetmesi ve yaşanan şiddet olayları, savaşlar ve
soykırımlar nedeniyle belleğin yok olmasıdır. Bunların sonucunda galeriler ya da galeri dışındaki mekanlar
farklı kültürlere ait belleğin yeniden deneyimlendiği alanlara dönüşmüştür. Bu çalışmanın amacı kültürel
bellek ve sanat bağlamında Doris Salcedo’nun çalışmalarını incelemektir. Sanatçının çalışmalarında
Kolombiya’da yaşanan olaylar ve bunun çok yönlü etkisini içeren bellek, metafor ve metonimlerle izleyiciye
sunularak belleğin yeniden deneyimlenmesi gerçekleştirilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 26 |