Oryantalizm 12. yüzyılın ilk çeyreğinde, akademik bir disiplin olarak ise 19. yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkan İslam’ı ve İslam bilimlerini araştırmayı hedefleyen akımın genel ismi olarak kabul edilir. Oryantalizmin genel yaklaşımlarından biri İslam’ın özel olarak da onun bilimlerinin dış kaynaklı olduğunu savunmaktır. Bu bakımdan Oryantalistler İslâm’ın dahili kaynaklarını ve özgünlüğünü hiçbir zaman kabul etmediler. Nitekim İslâm, Hicaz’dan Doğu Akdeniz’e yayılma sürecinde ümmî bir toplum olarak okuryazar toplumlarla karşılaşmıştır. Oryantalistlerin genel yaklaşımına göre okuryazar toplumlar İslam’ı toptan değiştirmişlerdir. Bu iddialarını fıkıhta, kelamda, felsefede ve daha birçok bilimde ortaya koydukları gibi tasavvuf alanındaki çalışmalarda bilhassa sürdürmüşlerdir. Çünkü tasavvuf halk dindarlığına yakın bir disiplin olması sebebiyle bu etkileşimin daha fazla olduğu düşünülmüştür. Bu bakımdan başından beri oryantalistlerin yaklaşımı tasavvufun sürekli bir dış kaynağa irca edilerek açıklanmasını iktiza etmiştir. Ancak bununla birlikte, zaman içerisinde oryantalist iddialarda birtakım çelişkiler ortaya çıkmıştır. Bu çelişkilere bağlı olarak yeni bir tasavvuf telakkisine doğru ilerlenmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | BOOK REVIEW |
Authors | |
Publication Date | March 31, 2020 |
Acceptance Date | March 25, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.