One of the features of Arabic grammar that must be taken into account in Qur’anic interpretation is related to the purpose for which third person singular pronouns are used. The general opinion is that these pronouns should in all cases be preceded by a noun that is compatible with it in number and gender. However, it is overlooked here that third person singular pronouns are also used as “demonstrative pronouns” in the Qur’an. A similar problem exists in the interpretation of the two “هو” pronouns used in the expression “وَإِنْ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَابِ إِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ” mentioned in the verse (Nisā 4/159). In this study, qualitative research method was used to examine examples of the interpretation of the verse (Nisā 4/159) in tafsir and commentaries. The general tendency in the commentaries and translations is that the first pronoun here should be interpreted as the personal pronoun of Jesus Christ and the second pronoun should be interpreted as the personal pronoun of each member of the People of the Book or Jesus Christ. In this context, the relevant part of the verse is usually interpreted as follows: “There is no one from among the People of the Book who will not believe in him (ʿĪsā) before his death.” (Nisā 4/159) The analysis revealed that the interpretation of the first third-person singular pronoun in the verse as a demonstrative pronoun referring to the belief that “ʿĪsā was killed by crucifixion” and the second pronoun referring to each individual among the Jews is the most compatible with the context of the verse. Accordingly, the verse does not foretell that the members of the People of the People of the Book will believe in Jesus immediately before their deaths, but that they will persistently maintain the belief that Jesus was crucified and killed until their deaths.
Kur’ân yorumunda dikkate alınması gereken Arapça gramer özelliklerinden birisi, üçüncü tekil şahıs zamirlerinin hangi maksatla kullanıldığını tespit etmekle ilişkilidir. Genel kanaat bu zamirlerin her durumda öncesinde kendisiyle sayı ve cins bakımından uyumlu bir isme dönmesi gerektiği yönündedir. Ancak burada üçüncü tekil şahıs zamirlerinin Kur’ân’da aynı zamanda “işaret zamiri” olarak kullanıldığı gözden kaçırılmaktadır. Bu durum çok sayıda âyetin eksik ya da yanlış yorumlanmasına kapı aralamaktadır. Nisâ 4/159 âyetinde zikri geçen “وَإِنْ مِنْ أَهْلِ ٱلْكِتَابِ إِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهِ قَبْلَ مَوْتِهِ” ifadesinde kullanılan iki “هو” zamirinin yorumlanmasında benzer bir sorun mevcuttur. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılarak Nisâ 4/159 âyetinin tefsir ve meâllerde yorumlanışına dair örnekler incelemeye tabi tutulmuştur. Tefsir ve meâllerde genel temayül, buradaki zamirlerden ilkinin şahıs zamiri olarak Hz. ʿÎsâ’ya, ikincisinin ise ehlikitaptan her bir ferde ya da Hz. ʿÎsâ’ya ircâ edilmesi gerektiği yönündedir. Bu çerçevede âyetin ilgili bölümü genellikle şöyle meâllendirilmektedir: “Kitap ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (ʿÎsâ’ya) iman edecek olmasın.” (Nisâ 4/159). Yapılan incelemede âyetteki ilk, üçüncü tekil şahıs zamirinin işaret zamiri olarak “Hz. ʿÎsâ’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğü” inancına, ikinci zamirin ise Yahudilerden her bir ferde râci kılınmasının âyetin bağlamıyla en uyumlu yorum olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buna göre âyette ehlikitap mensuplarının ölmeden hemen önce Hz. ʿÎsâ’ya iman edecekleri değil ölünceye değin Hz. ʿÎsâ’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğü inancını ısrarlı bir şekilde devam ettirecekleri haber verilmiş olmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Arabic Language, Literature and Culture, Sociology of Religion |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | July 5, 2024 |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | February 27, 2024 |
Acceptance Date | June 7, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 16 Issue: 1 |
Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır.
Derginin tüm içeriğine açık erişim sağlanmaktadır. Yayınlanan makaleler öncelikle İThenticate programında taranmaktadır.
Dergimizde
yayınlanan makalelerin sorumluluğu yazara ait olup, tüm telif hakları Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi’ne devrolunmuştur.