Diminishing the amount of water in sewage sludges is the most determinant factor in terms of increasing the options of removing and being reduced the number of sludges to remove. In the current situation, the most preferred methods are the mechanic methods for sludge dewatering. But, the quenching features of the sludge must be improved and the conditioning procedures need to be actualized by adding polyelectrolyte into the sludge to enhance the productivity of the mechanical methods. As an alternative to the use of polyelectrolyte in sludge conditioning procedure, the effects of the use of biomass and coal ash on the quenching features are analyzed in this research. For this purpose, the biomass and the coal ash were mixed with the sewage sludges in different ratios. The 1/1000 cationic polyelectrolyte solution was used as the control application. According to the results obtained from the study, as the ash content in the mixtures increases, the specific resistance to filtration (SRF) and the filter cake moisture content (FCM), which are the most important indicators of water quenching properties, have been significantly reduced. The closest results to the polyelectrolyte application (SRF 2,8.1011 m.kg-1, FCM: % 58,96) used as the control were obtained from the BC6 application (SRF: 29.1011 m.kg-1, FCM: % 65,92) where the highest ratio of biomass ash used. Moreover, the results of the implementations of biomass and coal ash are determined as statistically similar (R2=0,99). In the content of biomass and coal ash heavy metals, it is seen that the ratios of heavy metal of biomass ash are lower for all values other than Zn. It is thought according to these results that the biomass and coal ash can be used to improve the dewatering features of domestic waste water treatment sludges. However, considering the heavy metal level of the sludge, it can be said that the best alternative is the use of biomass ash for increasing the disposal options after dewatering.
Arıtma çamurlarının
içerdiği su miktarının düşürülmesi, bertaraf edilecek çamur miktarının
azaltılması ve bertaraf seçeneklerinin artması bakımından en belirleyici
unsurdur. Mevcut durumda çamur susuzlaştırmada en çok kullanılan yöntemler
mekanik yöntemlerdir. Ancak mekanik yöntemlerin veriminin artırılması için,
çamura polielektrolit ilave edilerek şartlandırma işlemi yapılması ve çamurun
su verme özelliklerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada çamur
şartlandırma işleminde ki polielektrolit kullanımına alternatif olarak
biyokütle ve kömür külü kullanımının, arıtma çamurunun su verme özellikleri
üzerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla biyokütle ve kömür külü değişik
oranlarda arıtma çamurları ile karıştırılmıştır. Kontrol uygulaması olarak da
1/1000’ lik katyonik polielektrolit çözeltisi kullanılmıştır. Çalışmada elde
edilen sonuçlar göre karışımlardaki kül oranı arttıkça, su verme özelliklerinin
en önemli göstergeleri olan, özgül filtre direnci (ÖFD) ve filtre keki nem
miktarları (FK) önemli ölçüde azalmıştır. Kontrol olarak kullanılan
polielektrolit uygulamasına (ÖFD: 2,8.1011 m.kg-1, FK: %
58,96) en yakın sonuçlar, en yüksek oranda biyokütle külü kullanılan BÇ6
uygulamasında (ÖFD: 29.1011 m.kg-1, FK: % 65,92) elde
edilmiştir. Bununla birlikte biyokütle ve kömür külü uygulamalarının sonuçları
istatistiksel olarak önemli ölçüde benzer bulunmuştur(R2=0,99).
Biyokütle ve kömür külü ağır metal içeriğinde ise, Zn dışındaki tüm değerlerde,
biyokütle külünün ağır metal oranlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Bu
sonuçlara göre, biyokütle ve kömür küllerinin evsel atık su arıtma çamurlarının
su verme özelliklerinin iyileştirilmesinde kullanılabileceği, ancak çamurun
ağır metal düzeyi göz önünde bulundurularak, susuzlaştırmadan sonraki bertaraf
alternatiflerinin artırılması için biyokütle külü kullanımının en iyi
alternatif olduğu söylenebilir.
Subjects | Environmental Engineering |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2017 |
Submission Date | March 28, 2017 |
Acceptance Date | June 1, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.