İnsanlık tarihi, devletler arasında meydana gelen sayısız savaşa şahitlik etmiştir. Bu savaşlar, hayatın bir parçası haline gelmiş ve insanlık tarihi üzerinde bazı önemli sonuçlar doğurmuştur. Askerî, siyasi, ekonomik ve sosyal sonuçlarının yanı sıra, savaşların ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan biri de savaş esirliği kavramının doğması ve esirlerin durumudur. Bu konuda İslam hukuku, savaş esirlerinin durumunu düzenleyen bazı kurallar koymuştur. İslam hukukuna bu konuda kaynaklık eden unsurlar ise Kur’an ve Hz. Muhammed’in bu konudaki uygulamalarıdır. Ancak bu konu, Türk tarih yazımında genel olarak ilahiyat akademisyenlerince Hz. Muhammed dönemi ve onun uygulamaları esas alınarak ele alınmıştır. Tarih alanında ise genellikle Osmanlı Devleti'ndeki uygulamalar bağlamında kölelik kavramı içerisinde incelenmiştir. Makalenin içeriğinde de görüleceği üzere, kölelik ve esirlik birbirinden farklı kavramlar olup, ayrı başlıklar altında ele alınması gereken konulardır. Bu nedenle, esirliği farklı bir kavram olarak incelemek ve bu uygulamanın yalnızca İslam’ın ilk dönemleriyle sınırlı olmadığını ortaya koymak amacıyla bir çalışmaya ihtiyaç duyulmuştur. Bu çalışmamızda, İslam âlimlerinin Kur’an ve Hz. Muhammed’in uygulamalarını esas alarak belirledikleri savaş esirlerine uygulanacak hükümleri, dönem kaynakları ışığında ele alacağız. Ayrıca, Büyük Selçuklu Devleti dönemi zamansal bir sınır olacak şekilde hanedan üyelerinin esirliği bağlamında bu konuyu incelemeyi amaçlıyoruz.
Throughout human history, countless wars have taken place between states. These wars have become a part of life and have had significant impacts on the course of human history. In addition to their military, political, economic, and social consequences, one of the most important outcomes of these wars has been the emergence of the concept of war captivity and the status of captives. Islamic law has introduced certain regulations regarding the treatment of war captives. The main sources of these regulations in Islamic law are the Qur'an and the practices of Prophet Muhammad. However, in Turkish historiography, this topic has generally been addressed by theologians, focusing on the period of Prophet Muhammad and his practices. In the field of history, on the other hand, it has often been studied within the framework of slavery, especially in relation to the practices of the Ottoman Empire. As will be seen in the content of this article, slavery and captivity are distinct concepts that should be examined under separate headings. Therefore, there is a need for a study that analyzes captivity as a distinct concept and demonstrates that this practice was not limited to the early periods of Islam. In this study, we will examine the rulings established by Islamic scholars regarding the treatment of war captives, based on the Qur'an and the practices of Prophet Muhammad, and we will do so in light of contemporary sources from the period. Additionally, we aim to focus on the captivity of members of the ruling family during the Great Seljuk Empire, using it as a temporal boundary.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Studies of the Turkic World |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 31, 2024 |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | October 9, 2024 |
Acceptance Date | December 21, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
Sakarya Üniversitesi Türk Akademi Dergisi'nde yayınlanan makaleler Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.