Every society transforms the objects, situations, events or movements around it into a sound combination in accordance with the sequencing rules of its own language and turns it into a concept. It performs this action sometimes by using the root and suffixes of its own language, sometimes by transferring them to other similar concepts, and sometimes by taking dependent or independent morphemes from a foreign language. While this combination, which is called a sign, initially refers to a single meaning, it becomes stereotyped and widespread with the influence of social and individual experiences over time, gaining new meanings related to this basic meaning; in other words, it begins to refer to other concept or concepts. Determination of these meanings is necessary in order to determine the concept area of the related language unit, in other words, to draw the boundaries of meaning. Since language is a living entity, this process is done at regular intervals, taking into account the possibility of changing the meanings of a word. In this research, it is aimed to examine the "sıkma", one of the old words/signs of Turkish, from the past to the present, both in terms of form and to determine the limits of meaning. In this study within the qualitative research model, it was checked whether there were studies on the mentioned word through literature review, and then the sources in which the word was used were scanned using the document analysis method. According to the findings, it has been determined that the word had the meanings of "slim" and "a type of pottery with a narrow leg" in the early periods, but in the current time it was used to refer to 25 different concepts in a very wide geography, from various regions of Turkey to Iraq and Azerbaijan. At the end of this study, which is thought to contribute to the studies of semantics, lexicology and vocabulary teaching, suggestions for researchers, Turkish teachers and textbook authors were also presented.
Her toplum çevresindeki nesne, durum, olay veya devinimleri kendi dilinin dizilim kurallarına uygun olarak ses bileşimine dönüştürüp kavram hâline getirir. Bu eylemi bazen kendi dilinin kök ve eklerini kullanarak bazen benzerliği olan başka kavramlara aktararak bazen de yabancı bir dilden bağımlı veya bağımsız biçimbirimler alarak gerçekleştirir. Gösterge olarak adlandırılan bu bileşim, başlangıçta tek bir anlama gönderimde bulunurken zamanla toplumsal ve bireysel yaşantıların etkisiyle kalıplaşıp yaygınlaşarak bu temel anlamla ilişkili yeni anlamlar kazanmaya; diğer bir ifadeyle başka kavram veya kavramlara gönderimde bulunmaya başlar. Bu anlamların tespiti, ilgili dil biriminin kavram alanını belirlemek, eş deyişle anlam sınırlarını çizmek adına gereklidir. Dil canlı bir varlık olduğundan bir sözcüğün temsil ettiği anlamların değişim olasılığı hesaba katılarak bu işlem belirli aralıklarla yapılır. Bu araştırmada da Türkçenin eski sözcüklerinden/göstergelerinden biri olan “sıkma”nın geçmişten bugüne gerek biçim yönünden incelenmesi gerekse anlam sınırlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Nitel araştırma modelindeki bu çalışmada literatür taraması yoluyla adı geçen sözcük üzerine yapılmış çalışmaların olup olmadığına bakılmış, ardından doküman analizi yöntemi kullanılarak sözcüğün geçtiği kaynaklar taranmıştır. Bulgulara göre sözcüğün ilk dönemlerde “daracık” ve “paçası dar olan bir potur türü” anlamlarına sahipken içinde bulunulan zamanda Türkiye’nin çeşitli bölgeleri ile birlikte Irak ve Azerbaycan’a kadar çok geniş bir coğrafyada, 25 farklı anlama gönderimde bulunacak şekilde kullanılmakta olduğu tespit edilmiştir. Anlam bilimi, sözlük bilimi ve sözcük öğretimi çalışmalarına katkı sunacağı düşünülen bu araştırmanın sonunda araştırmacılara, Türkçe öğretmenlerine ve ders kitabı yazarlarına yönelik öneriler de sunulmuştur.
Sıkma Kavram Anlam Anlam Bilimi Sözlük Bilimi Sözcük öğretimi
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 2 |