Toplumsal hayatın önemli dinamiklerinden olan ritüel formasyonları, ilk zamanlarda sosyoloji biliminin
odağında iken, bir müddet sonra antropoloji bilimi ile de bağdaştırılmış ve nihayetinde her iki bilim dalı
içerisinde ritüel formasyonun sorunsalı üzerinde tanımlamalar ve değerlendirmeler yapılmıştır. Ritüel kavramı
ile alakalı genel tanımlamaya baktığımızda, geleneksel topluluklardan modern topluluklara değin, sosyal yapıyı
biçimlendirmede ve toplumda yaşayan insanlar arasındaki bağı güçlendirmede, ritüellerin oldukça ehemmiyetli
bir fonksiyona sahip değerler ve erdemler silsilesi şeklinde tasvir edilip yorumlandığı görülmüştür. Bu
doğrultuda geleneksel toplumlarda daha çok ailevi ve dini tematik örgülerle biçimlenmiş ritüellerle
karşılaşılmış, buna karşın modern toplumlarda ise ulus, vatan ve millet temalı ritüel formasyonları uygulamaya
konmuştur. Devletler, eğitim alanında uygulanan ritüel formasyonlarından yararlanarak, ortak ülkü ve değerler
silsilesi kapsamında hem bütünlüklerini koruma hem de bâki olma noktasında, oldukça önemli bir vasıtayı
kullanmış oldular. Ritüel formasyonunu bir vasıta olarak kullanan devletler, bu ritüelleri sistem içerisinde
uygularken, yöntem olarak güç kullanmamış tam tersine gönüllülük esaslı bir yaklaşımla hareket etmeyi ve
rejimi özümseyen ve içselleştiren bir anlayışla yapılandırmayı uygun bulmuşlar ve bu doğrultuda ritüelleri
kaynak olarak değerlendiren bir yaklaşım sergilemişlerdir. Ritüelleri kaynak olarak değerlendiren devletler,
özellikle eğitim kurumlarında uyguladıkları ritüel formasyonları ile yönetime sadakat ve itaat duygusu ile
yaklaşmanın ve bu hislerle bağlanmanın farkındalığı içerisinde bir politika izlemişlerdir. Osmanlı Devleti’nde
çocukların okul ile ilgili olumsuz düşüncelerini ortadan kaldırmak, onlarda okuma hevesini uyandırmak, onların
mektep yaşamlarının hayırlarla ve başarılarla geçmesini dileyerek, duaların yapılmasına öncülük etmek gibi
gayeler ile tertip edilen “Âmin Alayı” ritüeli ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile oluşan yeni düzenin
sosyalizasyon sürecinde ve çocukların bu konu ile ilgili bilgilendirilme ve yetiştirilme evresinde, eğitim
kurumlarında uygulanan “Öğrenci Andı” ritüelinin incelendiği bu çalışma, devletlerin kendi dönemlerinde
hâkim olan paradigmalarını ve prensiplerini, ritüel formasyonları üzerinden okuma ve ortaya koyma
gayretindedir. Nitekim Osmanlı Devleti’nde mektebe başlama merasimi sırasında görülen ve İslamî tematik
örgülerle kurulu olan “Âmin Alayı” ritüeli ile çocuklar ve ebeveynleri üzerinde oluşturulan sadakat ve bağlılık
yetkesi, genç Cumhuriyet’in kurulması ile çocukların ilkokullarda her sabah hep bir ağızdan söyledikleri
“Öğrenci Andı” ritüeli ile milli, laik ve vatanperver bir temaya bürünmüş ve bu dönemde yeni kurulan düzene
farklı paradigmalar ekseninde bir bağlılık yaratılmak istenmiştir. Çünkü toplumun ve geleceğin yetişkini olarak
kabul edilen çocuklar, Cumhuriyetin ilke ve prensiplerine, norm ve değerlerine göre yetiştirilmek ve inşa
edilmek istenmiş ve bu amaç doğrultusunda devlet, eğitim kurumlarında uyguladığı ritüel formasyonlarından
destek almayı da tercih etmiştir.
Ritual formations, one of the important dynamics of social life, were in the focus of sociology at first, but after a
while, they were associated with the science of anthropology, and finally, definitions and evaluations were made
on the problematic of ritual formation in both disciplines. When we look at the general definition of the concept
of ritual, it is seen that rituals are described and interpreted as a series of values and virtues, which have a very
important function in shaping the social structure and strengthening the bond between people living in the
society, from traditional communities to modern communities. In this direction, rituals shaped by familial and
religious thematic patterns were encountered in traditional societies, while ritual formations with the theme of
nation, homeland and nation were put into practice in modern societies. States, by making use of the ritual
formations applied in the field of education, have used a very important tool both to preserve their integrity and
to remain within the scope of common ideals and values. States that use the ritual formation as a tool, did not
use force as a method while applying these rituals within the system, on the contrary, they found it appropriate
to act with a voluntary approach and to structure the regime with an understanding that internalizes and
internalizes, and in this direction, they have displayed an approach that evaluates the rituals as a resource.
States, which consider rituals as a source, have followed a policy with the awareness of approaching the
administration with a sense of loyalty and obedience and being connected with these feelings, especially with the
ritual formations they practice in educational institutions. With the "Amen Procession" ritual, which was
organized with the aims of eliminating the negative thoughts of children about school in the Ottoman Empire,
arousing their enthusiasm for reading, wishing their school life to be auspicious and successful, and leading the
prayers, the new formation of the Republic of Turkey. This study, which examines the "Student Oath" ritual
applied in educational institutions during the socialization process of the order and the stage of informing and
raising children on this subject, tries to read and reveal the paradigms and principles of the states, which were
dominant in their own periods, through ritual formations. As a matter of fact, the authority of loyalty and
devotion established on children and their parents with the ritual of "Amen Regiment", which was observed
during the school initiation ceremony in the Ottoman Empire and established with Islamic thematic patterns,
and the "Student Oath" that children uttered unanimously every morning in primary schools with the
establishment of the young Republic. The ritual took on a national, secular and patriotic theme and in this
period, it was desired to create a commitment to the newly established order on the axis of different paradigms.
Because children, who are accepted as the adults of the society and the future, wanted to be raised and built
according to the principles and principles, norms and values of the Republic, and for this purpose, the state
preferred to receive support from the ritual formations it implemented in educational institutions.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Other Fields of Education |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 7 Issue: 1 |