Tiyatro yeni ve güncel olanı yakalayan olmalıdır. Mademki yüzyıllardır süregelen “insanı insana insanla anlatan” sanat dalıdır tanımlaması, insansız bu sanatın icra edilmeyeceğini vurgulamıştır, öyleyse, tiyatro sanatı, insana dair gelişimleri ve değişimleri takip etmek durumundadır. Bugün seyirciye ulaşmak için oyunculuk ve sahnelenme alanında daha doğal, daha evrensel bir dil, daha hızlı, daha merak uyandıran, tek bir uyarıcı ile hayalgücünü ya da düşünceleri altüst etmeye çalışan daha vurucu yöntemler yakalanmaya çalışılmalıdır. Bu da aslında sanatçının bitmek, tükenmek bilmeyen eğitimi ve araştırmaları, çalışması ile mümkün olacaktır. Ancak bu noktaya gelene kadar, oyuncunun temel eğitiminde de yeni arayışlara gidilmesi ve reform yapılması kaçınılmazdır. Konuşma Sanatı Eğitimi ya da Diksiyon adı altında görülen derslerin, beden kullanımı ile sentezlenmesi, sadece düzgün konuşan ve tonlayan değil, bedenini de sözcükler kadar anlamlı kullanan, bedeniyle de anlatan ve tüm bunların yanısıra, gündelik yaşamın da vazgeçilmezi olan nefesi de kullanarak oyunculuğu ve oyunu yaşatarak seyircisine izletebilmeli, zihninde ve yüreğinde hissettirebilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Bildiriler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Aralık 2012 |
Gönderilme Tarihi | 10 Aralık 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 5 Sayı: 10 |