Tarihsel süreçte Johnson, Nixon, Clinton ve Trump suçlandırmalarını incelediğimizde, impeachment ile ilgili anayasal hükümlerin özgün anlamlarının ne olduğu bağlamında gerek akademik görüş gerekse Hamiltoncı anlayıştan ayrıldığını görmekteyiz. Esasen yetkilerini kötüye kullanan federal görevlerinin Kongre bünyesinde suçlandırılıp mahkûm olmaları suretiyle görevden alınmalarını sağlayan siyasi ve anayasal bir denge ve denetleme mekanizması olarak tasarlanmasına rağmen impeachment usulü, bölünmüş ve yarı-bölünmüş yönetim dönemlerinde Kongre’nin Başkana karşı kullandığı siyasi bir silah hüviyetine bürünmüştür. Impeachment mekanizması ile Kurucuların esas niyeti olan siyasal düzenin başkanın keyfi işlemlerine karşı korunması ve anayasal düzenin muhafaza edilmesi işlevi, zaman içerisinde yerini başkanların sadece Kongre’nin kendisine muhalif parti tarafından kontrol edildiği dönemlerde suçlandırıldığı partizan merkezli bir uygulamaya bırakmıştır. Nitekim suçlandırmanın anayasal dayanağı olan ağır suçlar ve kabahatler ifadesinin anlamı belirsizliğini koruyarak partizan çekişmenin merkezinde olmanın yanında Johnson, Nixon, Clinton ve Trump’a ilişkin suçlandırma süreçlerinin her birinde az ya da çok politik saik göze çarpmaktadır. Söz konusu politik saik sadece sadece suçlandırmayı yapan Kongre üyeleri değil, suçlandırılan Başkanın partisine mensup Kongre üyelerinde de görünmektedir. Mevcut olayda ağır suç veya kabahatin işlenip işlenmediğini takdir etme yetkisinin tamamen Temsilciler Meclisi’nde olması impeachment sürecini politik bir mahiyete büründürmektedir. Yine de impeachment mekanizması, kamu yararına aykırı bir şekilde yetkilerini kötüye kullanan başkanı görevden almanın tek yolu olarak anayasal önemini muhafaza etmektedir.
Suçlandırma İbaresi Ağır Suçlar ve Kabahatler Birleşik Devletler Temsilciler Meclisi Birleşik Devletler Senatosu Birleşik Devletler Başkanları
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | PUBLIC LAW |
Authors | |
Publication Date | June 17, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |