In this study, it is aimed to examine the works of the first four centuries of hijri, which have an important place in the sciences of hadith. In this way, both the change that the ilel type works have undergone in their own periods and the source value for the following periods will be revealed. In the dictionary, malady, which means doing something again, disability and illness, also semantically coincides with its terminology. As a matter of fact, the scholar who investigates the cause of the narration conducts research to find the disease and detects the disease in the narration as a result of this operation. In this context, as a result of the presence of errors and delusions in the narrations since the first century, malady has existed since the beginning of the narrations. 2./8. From the 16th century onwards, the number of narrators in the isnad increased, and as a result of this, the criticism of the rical became more systematic compared to the previous period. Simultaneously with the birth of the science of cerh-ta'dil, the first cores of which were manifested in the form of suâlat, the science of ilel was also classified. This close relationship between cerh-ta'dil, rical and ilel sciences continued to develop over time, but due to the difficulty of ilel, only scholars who were experts in this field were able to express their opinions. As a matter of fact, Shu'ba b. Hajjâc (d.160/776) was also accepted as the first scholar to produce works in the field of ill. This situation shows us that scholars are trying to record this science in an early period. Later, this knowledge inherited from Shu'ba was Sufyan b. Uyeyne (d. 198/814), Yahyâ b. It was transferred to the next centuries (generations) both orally and in writing by scholars such as Said al-Kattân (d.198/813). Afterwards, a great part of this acquis was written by Yahya b. It has reached us with the work of Maîn (d.233/848) et-Târîh ve'l-ilel. The third century Hijri, which was considered the golden age for the sciences of hadith, was also a peak period for the science of ill. In addition, the leading Ali b. Abdullah al-Medini (d.234/848), Ahmed b. Critical scholars such as Hanbal (d.241/855), Ebu Isa et-Tirmidhi (d.279/892), İbrahim al-Harbî (d.285/899) have written works in this field. Later, the fourth century became the maturity period for the science of science, and one of the leading figures of this period, Ebü'l-Hasen ed-Darekutnî (d.385/995), compiled the acquis of his predecessors al-İlelü'l-varide fi'l-ehâdîsi'n-nebeviyye. He created one of the most precious works of this field with his work named. When we consider this serencam of the science of Ilel, it will be seen that the works that came to the fore in the first four centuries should be examined. At the same time, the studies on the ilal in the later period were copyrighted by relying on the works of the first four centuries, and the scholars always benefited from these works when they judged the hadiths. In this study, we will examine the most important and accessible works of his works and aim to introduce them as much as possible to study.
Bu çalışmada hadis ilimleri içerisinde önemli bir yere sahip olan ilel edebiyatına dair te’lif edilmiş hicrî ilk dört asırdaki eserleri incelenmesi amaçlamaktadır. Böylelikle ilel türü eserlerin hem kendi dönemleri içerisinde geçirdiği değişim hem de sonraki dönemler için kaynaklık değeri ortaya konmuş olacaktır. Sözlükte bir şeyi tekrar yapmak, engel ve hastalık gibi anlamlara gelen illet, semantik olarak da ıstılahî manasıyla örtüşmektedir. Nitekim rivayetin illetini araştıran alim illeti bulmak için defaatle araştırma yapmakta ve rivayetteki hastalığı bu ameliyenin sonucunda tespit etmektedir. Bu çerçevede ilk asırdan itibaren rivâyetlerde hata ve vehmin bulunmasının bir sonucu olarak illet, rivayetlerin başlangıcından itibaren var olagelmiştir. 2./8. asırdan itibaren isnaddaki raviler çoğalmış, bunun bir sonucu olarak da ricâl tenkidi önceki döneme göre daha sistematik bir hal almıştır. İlk nüvelerinin suâlat şeklinde tezahür ettiği cerh-ta’dil ilminin doğuşuyla eş zamanlı olarak ilel ilmi de tasnif edilmiştir. Cerh-ta’dil, ricâl ve ilel ilimlerinin bu yakın ilişkisi zaman içinde gelişerek devam etmiş ancak ilelin zorluğu sebebiyle bu alanda sadece uzman olan alimler görüş bildirebilmişlerdir. Nitekim ricâl ilminin ilk otoritesi kabul edilen ve ilel alanında mütehassıs olan Şu’be b. Haccâc (ö.160/776) aynı zamanda ilel alanında da ilk eser veren alim olarak kabul edilmiştir. Bu durum bize, henüz erken bir dönemde alimlerin bu ilmi kayıt altına alma çabasında olduklarını göstermektedir. Daha sonra Şu’be’den tevârüs eden bu ilim Süfyân b. Uyeyne (ö. 198/814), Yahyâ b. Saîd el-Kattân (ö.198/813) gibi alimler vasıtasıyla sonraki asırlara (nesillere) hem şifahî hem de kitabî olarak aktarılmıştır. Bilahare bu müktesebâtın büyük bir yekûnü elimizdeki en eski ilel kaynağı hüviyetinde olan Yahyâ b. Maîn’in (ö.233/848) et-Târîh ve’l-ilel eseriyle bize ulaşmıştır. Hadis ilimleri için altın çağ kabul edilen hicrî üçüncü asır, ilel ilmi için de zirve bir dönem olmuştur. Ayrıca dönemin önde gelen Ali b. Abdullah el-Medînî (ö.234/848), Ahmed b. Hanbel (ö.241/855), Ebu İsâ et-Tirmizî (ö.279/892), İbrahim el-Harbî (ö.285/899) gibi münekkit ulema bu alanda eser te’lif etmişlerdir. Daha sonra dördüncü asır ilel ilmi için olgunluk dönemi olmuş ve bu dönemin önde gelen şahsiyetlerinden Ebü’l-Hasen ed-Darekutnî (ö.385/995) seleflerinin müktesebâtını cemettiği el-İlelü’l-vâride fi’l-ehâdîsi’n-nebeviyye isimli eseriyle bu alanın en nadide eserlerinden birini ortaya koymuştur. İlel ilminin bu serencamını göz önüne aldığımız zaman münhasıran ilk dört asırda öne çıkan eserlerin incelenmesi gerektiği görülecektir. Aynı zamanda müteahhir dönemdeki ilel üzerine yapılan çalışmalar ilk dört asırdaki eserlere itimat edilerek te’lif edilmiş ve ulema hadislere hüküm vereceği zaman her daim bu eserlerden istifade etmişlerdir. Biz de bu çalışmamızda ilel eserlerinden en önemli ve ulaşılabilir olanlarını inceleyip çalışmanın imkânı ölçüsünde tanıtmayı gaye edineceğiz.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | November 17, 2022 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 50 |