İslâm, hem uhrevî hem de dünyevî hayatı ilgilendiren bir dindir. Bu iki hayatı dengeli bir şekilde İslâm’ın istediği davranışlar ile yaşamak, bireylerin kendi tasarruflarındadır. Ancak insanoğlunun kendisinden istenilen emirleri yerine getirmesi ve yasaklardan uzak durması konusunda örnek şahsiyetlere ihtiyaç duyduğu da belirgin bir biçimde ortadadır. Çünkü din, kişinin yalnız başına anlamlandırıp yaşayabileceği kadar basit bir sistem değildir. Allah Teâlâ, her konuda olduğu gibi bu konuda da merhametini göstererek insanlara misallerin en güzeli ve en mükemmeli olan Hz. Muhammed’i son peygamber olarak göndermiştir.
Hz. Peygamber, hayatın her alanında Müslümanlara örnek model olmuştur. Yaşadığı süre içerisinde söz, fiil ve takrirleriyle inananlara yol göstermiştir. Vefatından sonra ise bizzat kendisinin eğitim ve terbiyesinde yetişmiş olan sahâbe, Rasûlullah’tan (s.a.s.) öğrendikleri tüm bilgileri sonraki nesillere aktarmaya gayret göstermişlerdir. İşte bu güzîde insanlardan biri Hz. Peygamber hayattayken kendisine gelerek İslâm’a giren ve onunla zaman geçirebilme şerefine nâil olan Vâil b. Hucr’dur.
Vâil b. Hucr’un (r.a.) babası Yemen reislerindendi. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) haberi kendisine ulaşınca bütün mal varlığını bırakıp Medine’ye gelmiş ve Müslüman olmuştur. Medine’de bir süre kalarak Efendimiz’den (s.a.s.) birçok konu hakkında bilgi edinmiştir. Öğrendiklerini de daha sonra hadis olarak rivâyet etmiştir. Bu çalışmada Vâil b. Hucr’un hayatı ve kendisinden gelen yalan yere yemin ederek başkasının hakkını gasb eden kişiden Allah Teâlâ’nın yüz çevirmesi ve gazabı konulu rivâyetlerin sened ve metin tenkîdi yapılmıştır.
İslâm dini bireysel açıdan insanın şahsına, toplumsal açıdan da kamu düzenine son derece önem vermektedir. Bireyin kendisine gösterilen ehemmiyetin ispatı, Allah Teâlâ’nın, insanı şan, şeref sahibi olarak yaratmış olmasıdır. İyiliği emredip kötülükten sakındırmasıysa ictimâî hayata atfedilen değerin kanıtı niteliğindedir. Dinimizin yasaklamış olduğu adam öldürmek, zina yapmak, yalan söylemek, hırsızlık, gasp vb. gibi birçok fiil kişiyi cehenneme götüren birer basamak görevini üstlenmektedir. Bu makale de ele alınacak olan rivâyetlerde gasp fiili üzerinden bu durum belirgin bir biçimde ortaya koyulmaktadır. Gasp fiilini işleyen kişiden Allah Teâlâ’nın yüz çevireceği ve gazab edeceği tehdidi inananları bu eylemlerden uzaklaştırmak için zikredilmektedir. Böylelikle İslâm, hem ferdî hem de ictimâî olarak güven ortamını oluşturmayı amaçlamaktadır.
Bu makalede Vâil b. Hucr’un kısaca hayatı ve gasp hakkında rivâyet ettiği hadisler zikredilmektedir. Rivâyetler Kütüb-i Tis‘a esas alınarak belirlenmiş ve sıralanışı müelliflerin vefat tarihlerine göre olmuştur. Rivâyetlerin altında yer alan sened değerlendirmesi kısmında râvîlerin cerh ve ta‘dîl durumları ele alınarak rivâyetler sıhhat açısından değerlendirilmektedir. Sened tenkîdinin ardından rivâyetler Kur’ân ve hadîsler ışığında metinsel açıdan da tenkîde tabi tutulmuştur.
Islam is a religion that guides both worldly and ethereal life. It is up to individuals to live these two lives in a balanced way with the behaviors that Islam expects and desires. However, it is also evident that human beings need an exemplary personality in the commandments to obey and prohibitions to avoid. Because religion is not such a simple system that a person can make sense of it and live it alone. Allah showed his mercy in this matter, as in all matters, and sent the Prophet Muhammad (pbuh), the most beautiful and perfect of all examples, as the last prophet.
The Prophet (pbuh) set an example for Muslims in every aspect of life. During his lifetime, he guided the believers with his words, deeds and actions. After his death, his companions, who were raised under his education and upbringing, endeavored to pass on all the knowledge they learned from the Messenger of Allah to the next generations. One of these distinguished people who came to the Prophet (pbuh) when he was alive, converted to Islam and had the honor of spending time with him was Wa’il b. Hujr.
Wa’il b. Hujr’s father was one of the chiefs of Yemen. When the news of the Prophet (pbuh) reached him, he left all his wealth and came to Medina and became a Muslim. He stayed in Medina for a while and learned about many subjects from the Prophet (pbuh). Later He narrated what he learned as hadith. İn this study Wa’il b. Hujr’s life -who has no academic study about him so far- and one narration from many narrations of the Prophet (pbuh) have been analyzed. His narration is about the rights of people whom Allah has not forgiven unless it is halal and the person who extorts someone else’s right by swearing falsely and that Allah turned away and wrath on. References and interpretations of these narrations have been revealed.
Islam attaches great importance to the individual person and to public order in society. The proof of the importance of the individual is that Allah almighty created human beings with glory and honor. The fact that He commands good and forbids evil is proof of the value attributed to social life. Many acts prohibited by our religion, such as killing, adultery, lying, theft, extortion, etc., serve as a steppingstone to hell. In the narrations that will bediscussed in this article, this situation is clearly revealed through the act of usurpation. The threat that Allah will turn His face and wrath upon the one who commits the act of usurpation is mentioned in order to steer the believers away from these acts. In this way, Islam aims to create an environment of trust both individually and collectively.
Shortly, in this article Wa’il b. Hujr’s life and his narration about usurpation, bases and interpretation of his narration have been mentioned. The narrations included in this study have been determined based on the al-Kutub al-Tis’ah. Their order is arranged according to Concordance. And The rest of these works are listed according to the death dates of the authors. The narrations were evaluated in terms of authenticity by considering the cerh and ta'dîl situations of the narrators in the document evaluation section below the narrations. Moreover, after listing and criticizing the imputations, the narrations were annotated in the light of the Quran and hadiths.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2024 |
Submission Date | May 16, 2024 |
Acceptance Date | June 18, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 52 |