Ağrı,
insanların hayatlarına rahatsızlık vermekle beraber aslında vücudun verdiği
korumaya yönelik bir sinyaldir. Ağrı fizyolojisindeki süreç nosiseptör adı
verilen özelleşmiş reseptörlerin ağrı oluşturabilecek uyaran tarafından aktive
olması ile başlar. Aδ lifleri hızlı; C lifleri ise yavaş ağrı uyarısını
taşıyarak kortekste duygusal ve bilişsel ağrı oluşumundan sorumlu bölgelerle
buluşuncaya kadar ağrı algısı gerçekleşmez. Ağrı sınıflandırılmasında bulunan
ve önemli hastalık popülasyonunu oluşturan nöropatik ağrılar ise periferik veya
merkezi sinir sisteminin hasarı veya işlev bozukluğunda ortaya çıkar. Ağrı
sıklıkla yanıcı, keskin karakterlidir ve bazen elektrik çarpması şeklinde tarif
edilir. Kimi zaman uyarı varlığından bahsetmeden oluşan ağrıda bellek kavramını
bilmek gerekir. Ağrı belleğimizin çalışması, reseptörlerce değişimler sonucu
gerçekleşmektedir. Son zamanlarda ağrıda rol alan fizyolojik ve kimyasal
mekanizmaların anlaşılması ile ağrı tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Yeni tedavilere yol açacak olan reseptör ve transmitter ilişkisini tanımlamak
araştırmacılar adına önem taşımaktadır. Ağrı fizyopatolojisi hakkındaki
bilgilerimizi geliştirerek yenilemek, klinik ve araştırma sahasında gelişen
teknolojik unsurlarla insanoğlunun yaşam kalitesini arttırıcı, etkin ve
güvenilir tedaviler sunulmasında temel oluşturabilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Clinical Sciences |
Journal Section | Reviews |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2019 |
Submission Date | July 16, 2018 |
Acceptance Date | November 16, 2018 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 26 Issue: 2 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi/Medical Journal of Süleyman Demirel University is licensed under Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivs 4.0 International.