Büyüme-gelişim
(maturasyon) ve kemik yaşı tespiti; antropoloji, pediatri, adli tıp, ortopedi
endokrinoloji ve diş hekimliği gibi birçok bilim dalında, medikal ve yasal
konulara ışık tutması açısından önemli bir yere sahiptir.1 Diş
hekimliğinde; özellikle cerrahi, pedodonti ve ortodonti bilim dallarında teşhis
ve tedavi prognozu için zaman zaman büyüme-gelişimin belirlenmesine ihtiyaç
duyulmaktadır.2-4 Genç bireylerde, konjenital veya travmaya bağlı
olan diş eksikliklerinde, yapılacak olan implant uygulaması için standart
olarak belirlenmiş bir kronolojik yaş yoktur. Büyümenin devam ettiği vakalarda
uygulanan implantlarda bireyin büyüme miktarına paralel olarak, implantın
göreceli intüzyonu meydana gelebilmektedir.5 Ağız, diş ve çene
cerrahisinde implantasyon için doğru zamanın belirlenmesi ancak büyüme-gelişim
döneminin tespit edilmesiyle mümkün olabilmektedir.3 Çocuk ve genç
erişkinlerde, dental travma olgularına daha sık rastlanmaktadır. Soketten
tamamen çıkan dişlerin replantasyonu uygun ortamların sağlanmasıyla oldukça iyi
sonuçlar verebilmektedir. Birçok durumda ise ideal şartları sağlamak ve dişi
doğru zamanda reimplante etmek bir hayli zor olmaktadır. İdeal şartların
sağlanamadığı replantasyon neticesinde ilgili bölgede ankiloz gelişimi
görülmektedir. Ankilozla birlikte vücuttaki remodeling hızı, kökteki
rezorpsiyon hızıyla bağlantılıdır. Ergenlik sonrasında ise hızı azalarak devam
etmektedir. Pedodontide karşılaşılabilen bu gibi durumların öngörülebilmesi
için büyüme-gelişim döneminin değerlendirilmesi gerekmektedir.4
Ortodontinin biyolojik
temellerinden biri olan büyüme-gelişim bu bilim dalında önemli bir parametreyi
oluşturmaktadır.2,6 Çocukluktan erişkinliğe geçiş dönemi olan
pubertal atılım döneminde büyümenin yönlendirilmesi için farklı aşamalardan
faydalanılabilmektedir. Büyüme modifikasyonu ile yapılacak tedavilerde, büyüme
atılımı tespit edilerek optimum tedavi zamanına karar verilmelidir. Ruf ve
Pancherz7 yapmış oldukları çalışma ile pubertal büyüme atılımının
pik döneminin büyüme modifikasyonu için en uygun dönem olduğunu
bildirmişlerdir. Sınıf 2 maloklüzyon
tedavisinde kullanılan fonksiyonel apareylerden daha etkili sonuç alınabilmesi
için, pubertal büyüme döneminde tedaviye başlanılması gerektiğini gösteren
araştırmalar mevcuttur.8,9 Sınıf 3 olgularda yapılan palatal
ekspansiyon tedavisinde ise geç puberte döneminin tercih edilmesinin daha
stabil ve etkili sonuçlar sağlayacağı bildirilmiştir.10 Puberte
döneminden sonra belirgin iskeletsel değişiklikler gözlemlenemeyeceği için
ortodontik tedavinin cerrahi tedaviler ile desteklenmesi gerekebilmektedir.11-15
Bu sebepler ile; pubertal atılımın ne zaman başlayıp ne zaman
tamamlanacağı, retansiyonun nasıl ve ne kadar yapılacağı gibi konuların
belirlenmesinde maturasyon ortodontik açıdan önem taşımaktadır.16 Ortodontistin
hastasının iskeletsel yaşını bilmesine gerek yoktur, asıl bilinmesi gereken
tedavi periyodunda bireyin ne kadar büyüyeceği büyüme-gelişimin seviyesinin
hangi düzeyde olduğu veya tedavisi sırasında büyümenin yüzde kaçının
gerçekleşeceğidir.17,18
Büyüme Gelişimin
Belirlenmesinde Kullanılan Yöntemler
Morfolojik Yöntemler
Morfolojik olarak
büyüme-gelişim ve kemik yaşı belirlenmesinde boy uzaması, ağırlık artışı,
kronolojik yaş ve cinsiyet belirteçleri (ses kalınlaşması, kıllanmada artış, bel
genişlemesi, menarş yaşı) gibi kriterlerden
yararlanılmaktadır.19,20 Takvim yaşı olarak
tanımlanan kronolojik yaş, hastanın doğum tarihi ile o günün tarihinin
farkıdır. Kronolojik yaş büyüme-gelişim dönemini tespit etmede kullanılan
güvenilir bir metot olarak görülmemektedir.19-21 Kronolojik yaş ile kemik yaşı arasında,
dönemlere göre bazı farklılıklar olabilmektedir; bunlar 0-2 yaş arasında ± 6
ay, 2-4 yaş arasında ±1 yıl, 4 yaş ile puberte arasında ±2 yıl olarak
kaydedilmiştir.22
Histolojik
Yöntemler
Yaş tayininde,
histolojik olarak histomorfolojik ve histokimyasal yöntemler üzerinde
yoğunlaşılmış olup daha çok postmortem olgularda kullanılmaktadır. Bu yöntemler
ile kas fiber tipleri ve miyozin ağır zincirlerinden çeşitli kaslarla ve
kemiklerle çalışmalar yapılmıştır.23-26 Seks hormonları, paratiroid
hormon ve kalsitonin büyüme ve gelişimde rol oynamaktadır. Androjen ve
östrojenin kemikleşme merkezlerinin ortaya çıkışını ve gelişim zamanlarını
etkiledikleri gözlenmiştir.23 Bu metotlara oranla daha az olmakla
birlikte çeşitli yaş gruplarından alınan karın dokusu örneklerinde AgNOR
yöntemi ile hücre proliferasyonundan da yaş tespiti yapılabildiği ortaya
konulmuştur.26,27 Histolojik yöntemler daha çok otopsi olgularında
tespit edilmekle birlikte; klinik uygulamada kullanılabilecek kadar pratik,
kesin ve aynı zamanda standardizasyonlarının mümkün olmaması,
dezavantajlarıdır.28
Radyolojik
Yöntemler:
Büyüme-gelişim belirlenmesinde kullanılan radyolojik yöntemler panaromik,
sefalometrik ve el-bilek radyografileri olarak sınıflandırılmaktadır.29-34Radyolojik
yöntemlerle elde edilen görüntülerde dişler ve kemiklerin her döneme ait
değişiklikleri kolaylıkla takip edilebildiği için bu yöntem diğer
büyüme-gelişim ve yaş tayini tekniklerine göre daha çok tercih edilmektedir.35
Panaromik
Yöntemler
Panoramik radyografi tek bir film üzerinde mandibular ve maksiller
arkları ve onların desteklediği yapıların tümünü içine alabilen ve fasiyal
bölgenin izlenebildiği bir görüntüleme yöntemi olarak tanımlanmaktadır.36
Demirjian ve ark.37 1973 yılında panaromik radyograflar
üzerinde yapmış oldukları çalışmayı modifiye ederek dental maturasyonu,
dişlerin kök formasyonuna göre 8 farklı döneme gruplandırmışlar ve bu yöntem
litaratüre Demirjian metodu olarak geçmiştir. (Resim1) Günümüzde dental maturasyon belirlenmesinde
sıklıkla kullanılan metot olan Demirjian metodunun geçerliliği birçok farklı
toplumlar için test edilmiştir. Türk toplumundaki geçerliliği ile ilgili
yapılan bir çalışmada, Tunç ve Koyutürk38 4-12 yaş arasındaki bireylerden
alınan panoramik radyografları, Demirjian metoduyla değerlendirmiş ve diş
gelişim dönemleri ile kronolojik yaş arasında yüksek derecede uyum olduğunu
bildirmişlerdir. Ancak ülkelere göre
sonuçların farklı olması, yöntemi uygulayanların deneyimi ve aynı ülkenin
farklı bölgelerinde bile sonuçların değişkenliği büyüme-gelişim ve yaş
tayininde Demirjian yönteminin kullanımını sınırlandırmaktadır.39,40
Dental maturasyon yaşamın sadece ilk dönemlerini kapsaması dolayısıyla ortodontide tercih edilmemektedir.41,42,43 Büyüme atılım
döneminin tespitinde alt çene köpek dişi ile birinci küçük azı dişlerinin kök
formasyonunun tamamlanmasının olgunlaşma indikatörü olarak kullanılabileceği
belirtilmiştir.44 Bireyin daimî dişlerinin tamamlanma yaşı olan 12
yaştan sonraki dönemde, fizyolojik gelişimini belirleyecek ölçüleri bulmak zor
olabilmektedir. Mandibular üçüncü molar dişlerin oluşumuyla iskeletsel gelişim
arasındaki ilişki değerlendirilerek aralarında kuvvetli korelasyon bulunmuştur;
ancak büyüme-gelişim tespitinde bunun yeterli olmadığı belirtilmiştir.45
Büyüme-gelişim döneminin belirlenmesinde dental maturasyon hesaplamasının
tercih edilmeme sebeplerinden biri de diş sürme zamanının sistemik hastalıklar,
beslenme yetersizliği gibi birçok lokal faktörden etkilenmesidir. 46,47
El-Bilek Radyografileri:
X-ışınının bulunuşundan
4 ay sonra 1896 yılında ilk el-bilek radyografisi Sydney Rowland tarafından
Londra’da çekilmiştir.48 Ranke49
el-bilek radyografilerinden iskelet gelişimini inceleyen ilk kişidir. W.
Greulich-Pyle el-bilek radyografilerini inceleyerek bir atlas oluşturmuştur.
Greulich-Pyle atlasında (GP), 1 yıllık aralıklarla alınmış el-bilek
radyografiler bulunmaktadır. Herhangi bir bireyin kemik yaşını belirlemek için;
bireyden alınan el-bilek radyografisi, atlasta mevcut cinsiyetine uygun
radyografi görüntüleri ile karşılaştırılarak, bireyin radyografına en uygun
olan radyografik görüntünün atlastaki karşılığı olan kronolojik yaş, bireyin
kemik yaşı kabul edilmektedir. Tanner ve ark.
tarafından 1962 yılında kemik yaşı ve maturasyonun belirlenmesi konusunda yeni
bir metot geliştirilmiştir. Bu metot daha sonra Tanner Whitehouse 2 (TW2)
yöntemi olarak modifiye edilmiştir. TW2 yönteminde el-bilek radyografilerinin
kemikleşme evrelendirilmeleri cinsiyete göre ayrı ayrı skorlanmıştır.32
TW2 yönteminin Greulich-Pyle yöntemine olan üstünlüğü
otomatize edilmiş olması ve uzman gereksiniminin olmamasıdır.50
Hesaplamanın kolay olmaması, araştırmanın tek ırk üzerinde yapılması ve zaman
alması nedeniyle pek fazla tercih edilmemektedir (Avery 2002). TW2 metodu daha
sonra geliştirilerek 2001 yılında Tanner Whitehouse 3 (TW3) metodu olarak
tanıtılmıştır.33 Radyografide kemiklerin her aşamasına bağlı
derecelendirme TW2 ve TW3’te aynıdır. TW3’teki farklılık referans değerleri
Avrupa, Arjantin, Japonya ve Amerika’dan alınan örneklere dayanmaktadır. Bu
atlaslardan yola çıkarak büyüme-gelişim tespit yöntemleri geliştirilmiştir
Fishman 1.-
3. ve 5. parmak ve radiusta yer alan 6 anatomik noktayı 4 farklı kemik gelişim
sürecine göre sınıflandıran bir yöntem geliştirmiştir. Tüm adeolosan gelişimini
iskeletsel maturasyon indikatörü olarak 11 safhada değerlendirmiştir.51,52
Bu safhalar;
1.
Üçüncü
parmağın proksimal falanksında epifiz diafiz eşittir
2.
Üçüncü
parmağın orta falanksında epifiz diafiz eşittir
3.
Beşinci
parmağın orta falanksında epifiz diafiz eşittir
4.
Adduktör
sesamoid gözlenmeye başlamıştır.
5.
Üçüncü
parmağın distal falanksında epifiz diafizi sarar
6.
Üçüncü
parmağın orta falanksında epifiz diafizi sarar
7.
Beşinci
parmağın orta falanksında epifiz diafizi sarar
8.
Üçüncü
parmağın distal falanksında epifiz diafiz kaynaşır
9.
Üçüncü
parmağın proksimal falamksında epifiz diafiz kaynaşır
10.
Üçüncü
parmağın orta falanksında epifiz diafizi kaynaşır
11.
Radiusta
epifiz ve diafiz kaynaşması olmuştur (Şekil1)
Hagg ve Taranger,
yaptıkları çalışmalarda el-bilek radyografilerini kullanarak orta parmak orta
falanksının (MP3) olgunluk belirteçleriyle maturasyon safhalarını geliştirmeye
çalışmışlardır.11,12 Yöntemde temel olarak orta parmaktaki epifiz
diafiz bölgesinde olan gelişimsel değişiklikler 5 aşamada incelenmiştir.12
Bu aşamalar;
1.
MP3-F: Pubertal büyüme başlangıç
seviyesindedir. Epifiz ve metafiz aynı genişlikte gözlenmektedir.
2. MP3-FG: Pubertal büyüme atağı
hızlanmaktadır. Epifiz ile metafiz aynı genişlikte gözlenmekte, epifizin
lateral ve/veya mesial kısmından ayrı, distalinde demarkasyon hattı
bulunmaktadır.
3. MP3-G: Pubertal büyüme atağı
maksimuma ulaşmıştır. Epifizin köşeleri kalınlaşmıştır ve bir köşesinde veya
her iki köşesinde birden distale doğru keskin çıkıntılar yaparak metafize doğru
capping yapmaktadır.
4. MP3-H: Pubertal büyümenin
hızı azalmaktadır. Epifiz ve metafiz füzyonu gerçekleşmeye başlamıştır.
5. MP3-I: Pubertal büyüme
bitmektedir. Epifiz ve metafiz füzyonu tamamlanmıştır (Şekil 2)
Chapman56
el-bilek kemiklerinden alınan periapikal radyografilerde gözlenen addüktör
sesamoid (AS) kemiğin ossifikasyon düzeyine göre aşağıdaki sınıflandırılmayı
yapmıştır. (Resim 2)
1. ASO: Radyografide henüz
sesamoidin ossifikasyonu görülmemektedir.
2. AS1: Radyografide sesamoid
ossifikasyonu ilk bu aşamada görülmektedir. Boyutu iğne ucu kadar çapı yaklaşık
olarak 1 mm genişliğindedir. Bu dönem 3 aylık bir süreyi kapsamaktadır.
3. AS2: Ossifikasyon birinci
aşamaya göre ilerlemiştir ancak sınırları belirsiz olarak görülmektedir. Bu
dönem ise 6 aylık bir süreyi kapsamaktadır.
4. AS3: Bu safhada sesamoid tohum
şeklinde, sınırları belirgin olarak görülmektedir.
Mendes ve
ark.3 implant uygulamasından önce iskeletsel olgunlaşmanın sonuna
gelindiğini göstermesi amacıyla radius kemiğini kullandıkları bir yöntem
geliştirmişlerdir Bu yöntemde, alveol kemiğinin ve kafa yüz gelişiminin
değerlendirilebilmesi için; bilek bölgesinin altına yerleştirilen oklüzal
radyografileri kullanmışlardır. Avuç içi aşağı bakacak şekilde alınan
radyografilerde, radiusun epifiz ve diafizinin maturasyon derecesi ve
füzyonunun görüntülenmesi amaçlanmıştır. Bu aşamalar;
0: Radius kemiğindeki epifiz
diafizden daha küçük veya aynı genişlikte görülmektedir.
1: Epifiz ve diafiz eşit
genişlikte görülmektedir.
2: Epifiz ve diafiz birleşmeye
başlamaktadır.
3: Hafif bir radyolusent çizgi
görülmekle beraber epifiz ve diafiz birleşmiştir.
4: Epifiz ve diafiz arasında
füzyon tamamlanmıştır (Resim 3).
Sefalometrik Radyografiler
Ruel ve
Bench57 ilk olarak servikal vertebraların büyümesini incelemişler ve
servikal vertebralardaki büyümenin sefalometrik radyograflar ile
ölçülebileceğini bildirmişlerdir. Ayrıca yaklaşık 2 yaş civarında 1., 2., ve 3.
servikal vertebralardaki morfolojilerin şekillendiği, daha sonra ise atlas ve
aksis hariç tüm vertebraların kendilerinden bir üsttekine göre daha fazla
büyüdüğünü belirtmişlerdir. Araştırmacılar herhangi bir vertebra ile
büyüme-gelişim tespiti yapmamışlardır.57
El-bilek
radyografilerinin yanı sıra, sefalometrik radyograflardaki servikal
vertebralardan kemik yaşı ve büyüme-gelişiminin tespit edilebileceği ilk olarak
Lamparski30 tarafından ortaya konulmuştur. Lamparski30
servikal vertebralarla yapılan büyüme-gelişim ve yaş tespitinin el-bilek
radyografileri kadar güvenilir ve etkili olduğunu öne sürmektedir. Çalışmasında
lateral sefalometrik 2. vertebradan (C2) 6. vertebraya (C6) kadar servikal
vertebraların gelişim dönemleri ile ilgili olarak hem kız hem de erkek bireyler
için bir seri standart geliştirmiştir. Bu standartlara göre;
Safha 1: Bütün vertebraların alt
sınırları düz, üst sınırları arkadan öne doğru belirgin şekilde eğimlidir.
Vertebra şekilleri düzdür herhangi bir girinti yoktur.
Safha 2: İkinci vertebranın (C2) alt
sınırında bir iç bükeylik oluşmaya başlamıştır. Vertebranın ön dikey
yüksekliğinde artış vardır.
Safha 3: İkinci vertebraya (C2)
benzer şekilde üçüncü vertebranında (C3) alt sınırında bir iç bükeylik oluşmaya
başlamıştır. Diğer vertebra alt sınırları düzdür.
Safha 4: Vertebralar bu safhada
tamamen dikdörtgen formuna benzer. Üçüncü vertebradaki (C3) iç bükeylik artmış
ve dördüncü vertebradaki (C4) alt sınırda ise belli bir iç bükeylik oluşmuştur.
Beşinci (C5) ve altıncı (C6) vertebraların ise iç bükeyliği henüz başlangıç
halinde bulunmaktadır.
Safha 5: Vertebralar hemen hemen
kare şeklini almışlardır. Vertebralar arasındaki uzaklıklar önemli şekilde azalmıştır,
altıncı vertebradaki iç bükeylik oldukça sınırlıdır.
Safha 6: Bütün vertebraların
dikey yüksekliği artmıştır. Yükseklikleri genişliklerinden daha fazladır, bütün
iç bükeylikler derinleşmiştir (Şekil 3).
Lamparski
yöntemi, daha sonra birçok araştırmacının ilgisini çekmiş ve bu konuda
araştırma yapmışlar, iskeletsel olgunluk gelişimi esnasında vertebra
gövdelerinde meydana gelen değişikliklerin büyüme-gelişim kemik yaşı tayininde
kullanılabileceğini belirtmişlerdir.17,58- 64
Hassel ve
Farman31 tarafından geliştirilen bir diğer metotta 8-18 yaşları
arasında 220 bireyin ikinci, üçüncü ve dördüncü servikal
vertebralarının gövdelerinde meydana gelen değişikliklere göre, iskeletsel
büyüme-gelişimi tanımlayan 6 safha oluşturmuşlardır.
1. Safha: Başlangıç evresidir.
Adolesan büyüme yeni başlar. %80 -100 oranına varan adolesan büyüme beklenir.
C2, C3 ve C4 takoz şeklinde olup, üst sınırları arkadan öne doğru eğimlidir.
2. Safha: Hızlanma evresidir.
Adolesan büyüme hızlanır. %65-85 oranında büyüme beklenir. C2 ve C3’ ün alt
sınırında iç bükeylik başlar. C4’ün alt sınırı düzdür. C3 ve C4 ise dikdörtgene
benzemeye başlar.
3. Safha: Değişim evresidir.
Adolesan büyüme, tepe noktaya doğru hızla artar. % 25-65 oranında adolesan
büyüme beklenir. C2 ve C3 alt sınırlarında iç bükeylikler belirginleşir. C4 alt
sınırında iç bükeylikler başlar. C3 ve C4 ise dikdörtgen şeklini alır.
4. Safha: Yavaşlama evresidir.
Adolesan büyüme iyice yavaşlar. %10-25 oranında büyüme beklenir. C2, C3 ve
C4’ün alt sınırlarında iç bükeylikler belirginleşir. C3 ve C4 ise kareye
benzemeye başlar.
5. Safha: Olgunluk evresidir.
Adolesan büyüme fazla önemli değildir. %5-10 oranında büyüme beklenir. C2,C3 ve
C4 alt sınırlarındaki iç bükeylikler daha fazla belirginleşir. C3 ve C4 kare
şeklini alır.
6. Safha: Tamamlanma evresidir.
Adolesan büyüme tamamlanmıştır, büyüme beklenmez. C2,C3 ve C4 alt
sınırlarındaki iç bükeylikler iyice derinleşmiştir. C3 ve C4 kare şeklindedir
ya da dikey boyutları yatay boyuttan daha fazladır (Şekil 4).
Baccetti ve
ark.65 servikal vertebra gelişim dönemlerini “Servikal
Vertebra Gelişim Safhaları-Cervical Vertebra Maturation Stage (CVMS)”
olarak adlandırarak 5 evre belirlemişlerdir. Bu evreleme sisteminde C2, C3 ve
C4’ün değerlendirildiği lateral sefalometrik radyograflar kullanılabilmektedir.
Safhalarda 1. ve 2. büyüme-gelişim aşamasının ayırt edilmesinin zor olduğu ve
bu seviyelerin birleştirilerek tek bir safha olarak değerlendirilebileceğini
belirtmiştir (Şekil 5). Fakat ilerleyen yıllarda
Bacetti ve ark. 66 kendi çalışmalarını modifiye edilerek, C2, C3 ve C4 ün net olarak
gözlendiği lateral sefalogramlar degerlendirmede kullanılmış ve servikal
vertebralara göre büyüme atılımı 6 evrede incelenmişlerdir (Şekil 6) .
Bilgisayar Destekli Sistemler ile Büyüme Gelişimin belirlenmesi
Büyüme-gelişim kemik
yaşı tespitinde GP metodunun subjektif, TW metodunun karmaşık olması sebebiyle
daha hızlı, kesin ve objektif analizlerinin yapılmasına olanak sağlayacak
bilgisayar yazılımları geliştirilmek istenmiştir. Araştırmacılar bilgisayar
yazılımları ile dijital görüntülerin avantajlarından faydalanarak daha objektif
sonuçlar elde edebilmeyi hedeflemiştir.67,68
Zhang ve ark.69,
0-7 yaş arası 205 bireyde kemik yaşı tespiti için karpal kemikler üzerinde
bulanık mantık ile çalışmışlardır. Araştırma sonuçları el-bilek radyografileri
üzerinde geliştirilen yöntem ile bu yaş grubundaki çocuklarda kemik yaşının
değerlendirilmesinde karpal kemiklerin uygun olduğunu göstermiştir.
Jantan ve ark.70
radius ve radiusun distali ile ilgili özellikleri çıkararak bulanık mantık
tabanlı bir kemik yaşı değerlendirme sistemi sunmuşlardır. Sonuç olarak 14 yaş
altı çocuklarda bu kemiklerin kemik gelişimini belirlemede önemli nitelikler
olduğu kanısına varmışlardır.
Hasaltın ve Beşdok71
ise yapay sinir ağları kullanarak Türk bireylere ait kemik yaşı tayini için
yarı otomatik bir sistem geliştirmişlerdir. Bu sistem ile 2-9 yaş arası 307
çocuğun karpal kemiklerini incelemişlerdir.
El bilek
radyografilerin üzerinde yapılan bu çalışmaların yanı sıra son yıllarda özellikle
puberte döneminde sefalometrik radyograflar ile görüntülenen boyun omurlarından
yapılan büyüme-gelişim tayininin el-bilek radyografileri kadar etkin olduğu, bu
yöntemin hastalara ek bir radyasyon dozu verilmemesi açısından el-bilek
radyografisine göre belirgin avantaj taşıdığını, büyüme-gelişimin tespitinde ek
bir radyografinin elimine edilmesi gerekliliğini bildirmişlerdir.6,14,15,18,61,64,72-74
Vertebralarla yaş
tayini yapılırken regresyon analiziyle yarı otomatik sistemler
geliştirilmiştir. Mito ve ark.63 çalışmasında yaşları 7,0-14,9
arasında değişen ve her birinde 22 kız bireyin lateral sefalometrik
grafilerinin incelendiği 8 adet yaş grubu oluşturmuşlardır. Toplamda 176 kız
bireyden regresyon analizi yöntemiyle kemik yaşı tayini yapmışlardır. Çalışmaları
sonucunda sefalometrik grafilerden yapılan kemik yaşı tayininin Tanner
Whitehouse 2 metoduyla yapılan el-bilek kemik yaşı tayini kadar güvenilir
olduğunu ve bu yöntemle yapılan kemik yaşı tayininin daha objektif olduğunu
bildirmişlerdir
Beit ve ark.75
her bir cinsiyet için ayrı olarak tedavi edilmemiş deneklerin (352 erkek, 378
kız; yaş aralığı, 6-18 yıl) 730 radyografisini (sefalometri ve el bilek)
incelemişlerdir. Çalışmanın amacı, el bileği radyografilerine dayalı iskeletsel
yaş değerlendirmesinin, servikal vertebra değerlendirmesi ile incelenmesidir.
Greulich ve Pyle yöntemine göre el bileği radyografilerinde iskelet yaşı tespit
edilmiş ve C2 ile C4 arasındaki vertebralar morfometrik olarak ölçülmüş ve GP
yöntemi ile korelasyonu test edilmiştir.
Sonuçlar:
SONUÇ:
Büyüme
gelişim süreci ve tespiti, doğru tanı ve tedavi şeklinin belirlenmesinde önemli
olması sebebiyle, tıp ve diş
hekimlerinin ilgisini hep üzerinde taşıyacaktır. Mevcut yöntemler ülkemizde
multicenter çalışılarak popülasyonumuzun büyüme-gelişim haritası çıkarılabilir
ayrıca teknolojinin yardımıyla daha kolay uygulanabilir hale
dönüştürülebilirken farklı yöntemlerin tespiti için multidisipliner çalışmalara
da ihtiyaç vardır
Anahtar
Kelimeler: Büyüme Gelişim, Dental Radyografi, Kemik Yaşı Tespiti, Puberta,
Servikal Vertebra
Key Words; Bone Age
Measurement, Cervical Vertebrae, Dental
Radiography, Growth and Development, Puberty
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Dentistry |
Journal Section | Review |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2020 |
Submission Date | November 2, 2018 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 7 Issue: 1 |
Selcuk Dental Journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).