Dünya nüfusunun ve tüketimin artması, sanayileşmenin hızlanması, artan ihtiyaçların karşılanması için daha fazla miktarda gıdaya ve hammaddeye ihtiyaç duyulması, bu hammadde ihtiyacının büyük çoğunluğunun yenilenebilir olmayan kaynaklardan karşılanıyor olması, neticede dünya üzerindeki miktarı sınırlı olan bu kaynakların azalmasına, hatta tükenmesine yol açmakta, bu tehditler karşısında ise mevcut sosyal ve ekonomik rejimlerin sürdürülebilir olmadığı, sosyo-ekolojik bir dönüşümün kaçınılmaz olduğu ortaya çıkmaktadır. Tüm bunlar ışığında makalede, sosyo-ekolojik bir dönüşümü mecburi kılan birçok gelişmenin yaşandığı, Türkiye’nin de bu dönüşüme maruz kaldığı ve anılan risklere karşı farklı bir büyüme perspektifini uygulamaya koyması gerektiği savunulmaktadır. Yeşil Büyüme konsepti, bahse konu tartışmalar neticesinde, sosyo-ekolojik dönüşümü mecburi kılan risklerle başa çıkılabilmek, sürdürülebilir bir kalkınma sağlamak, bunu gerçekleştirirken de çevresel sınırları gözetmek amacıyla yeni bir kalkınma paradigması olarak ortaya çıkmıştır. Makale kapsamında, çoklu perspektif analizi yöntemi yardımı ile Yeşil Büyüme konseptinin Türkiye için gerekliliği analiz edilmiş, benzer ülkelerin uygulama örnekleri karşılaştırmalı olarak ele alınmış, konseptin Türkiye ekonomisine ve refahına ne tür katkılar sunabileceği tartışılmış, diğer taraftan ise bu konseptin hayata geçirilmesi için izlenecek yollar ortaya konulmuştur. Makale kapsamında yaptığımız analize göre, sosyo-ekolojik dönüşüm bir tercih olmaktan çıkmış, ülkelerin büyümelerini sürdürülebilir ve kaliteli kılabilmeleri için mecburi olarak izlenmesi gereken bir yol olarak karşımızda durmaktadır. Türkiye açısından bakıldığında “Yeşil Büyüme” stratejisinin; kaynak verimliliği, uluslararası anlaşmalara ve çerçevelere uygum sağlama, yeni iş kollarının ve imkânlarının yaratılması, yeni ürün ve pazarların geliştirilmesi, sosyal ve çevresel baskılara karşı çözüm sunulması, ülke imajı ve insanı kalkınmışlık konularında birçok imkân sunması ve kapasite geliştirilmesine katkı sağlaması beklenebilir. “Yeşil Büyüme” stratejisinin hayata geçirilmesi ise çok kapsamlı ve uzun vadeli bir çalışmayı, en önemlisi de, bir zihniyet dönüşümünü gerektirmektedir.
Given the increase in consumption and population, acceleration in industrialization, along with the growing need for raw materials to meet the rising and differentiating human needs; world’s limited resources seems to be not enough to meet those needs in the near future in a sustainable manner. This challenge underlines the need for the profound transformation in current social and economic regime, and socioecological transformation consequently. In the light of these developments, the article asserts that existing developments make it mandatory for governments, including Turkey, to address the socio-ecological transformation by introducing appropriate strategies and tools. In this context, one of the main debates recently in the international science community was the need for an up-to-date development concept which covers environmental and human factors along with the financial growth. As a result of abovementioned discussion, concept of Green Growth has emerged with an aim to cope with the risks emerged after socio-ecological transformation and ensure the sustainable development while respecting environmental limits. With the help of multi-perspective analysis, the paper examines firstly the necessity and potential of green growth strategy for Turkey, and continue with the issues of application process of Green Growth strategy, analysis of proven examples from other developing countries, understanding the possible added-value of introduction of Green Growth policies in terms of economic and social progress. According to our analysis, introduction of a green growth strategy in Turkey encompasses various benefits including improvement in resource efficiency, meeting the requirements of international treaties and environmental limitations, creating new businesses and job opportunities, developments of new products and markets, introducing new solutions to social and environmental stresses, improving the country image, and offering new instruments to improve the human development and well-being. However, proven experiences highlight that implementation of green growth policies necessitates a comprehensive and long term commitment, and most importantly, a profound mindset transformation towards development including well-being and sustainability
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 3 Issue: 4 |
SEYAD is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.