As a defender of the Ahl-i Hadith school, Ihsan Ilâhî Zahir witnessed many significant events in the political Following an expansionist policy from the moment they were founded, the Fātimids succeeded in conquering the whole of Maghrib in a short time. One of the dynasties in the region, the Khāricī Midrārīds based in Sicilmāse in the Maghrib al-Aqsā, was under the influence of the expansionist policy of the Fātimids. The Midrārīds, who acted independently before the establishment of the Fātimids, fell into the background politically and militarily after the Fātimids appeared on the stage of history. As a result of the Fātimids efforts to dominate the Maghrib al-Aqsa under the first caliph Ubaydullāh al-Mahdī, the Midrārīds became Fātimid vassals. Soon, internal revolts in different parts of Maghrib made it difficult for the Fātimids to control the dynasties and emirates under their control. This situation soon led the Andalusian Umayyad Empire to intervene in the Maghrib geography. As the power struggle between the Fātimids and the Umayyad State of Andalusia intensified in the Maghrib, the Midrārī dynasty was included in the sphere of influence of the struggle between the two sides and soon came under the influence of the Umayyad State of Andalusia. Not content with this, the Midrārids declared a caliphate and revealed their open enmity against the Fātimids. However, these steps caused them to be subjugated once again by the Fātimids. The bilateral relations that continued for more than half a century are remarkable both in terms of showing the interaction of the two dynasties with each other and revealing the rapidly changing balances in a difficult geography such as the Maghrib. This study analyses the struggle between Shiīte and Khāricī dynasties belonging to two different sectarian traditions. Due to the scarcity and inadequacy of studies on Shiīte-Khāricīte relations in the Maghrib, the subject is important and original. The aim of the study will be to reveal the framework of Fātimid-Midrārī relations in the light of primary sources. It will also provide us with information about the general situation of the Maghrib in the relevant period.
Kurulduğu andan itibaren yayılmacı bir politika izleyen Fâtımîler, kısa süre içerisinde Mağrib’in genelini ele geçirme başarısı göstermiştir. Bölgede bulunan hanedanlıklardan biri olan Mağribü’l-Aksâ’daki Sicilmâse merkezli Hâricî Midrârîler, Fâtımîlerin yayılmacı politikasının etkisi altında kalmıştır. Fâtımîlerin kurulmasından önce bağımsız hareket eden Midrârîler, Fâtımîlerin tarih sahnesine çıkmalarıyla siyasî ve askerî olarak geri plana düşmüşlerdir. Midrârîler, Fâtımîlerin ilk halifesi Ubeydullâh el-Mehdî’nin Mağribü’l-Aksâ’da hâkimiyet kurma teşebbüsleri neticesinde Fâtımî vasalı haline gelmişlerdir. Çok geçmeden Mağrib’in farklı bölgelerinde arka arkaya meydana gelen iç isyanlar, Fâtımîlerin hâkimiyet altına aldığı hanedanlık ve emirlikleri kontrol altında tutmasını zorlaştırmıştır. Bu durum, kısa sürede Endülüs Emevî Devleti’nin Mağrib coğrafyasına müdâhil olmasına sebebiyet vermiştir. Fâtımîler ile Endülüs Emevî Devleti arasında Mağrib’de süren iktidar mücadelesinin şiddetlenmesiyle Midrârî Hnedanlığı, iki taraf arasındaki mücadelenin etki alanına dâhil olmuş ve çok geçmeden Endülüs Emevî Devleti’nin nüfuzu altına girmişlerdir. Daha sonra Midrârîler halifelik ilân ederek Fâtımîlere karşı açıktan düşman olduklarını göstermişlerdir. Ancak bu adımları Fâtımîler tarafından bir kez daha itaat altına alınmalarına sebebiyet vermiştir. Yarım asırdan daha uzun bir süre devam eden ikili ilişkiler hem hanedanların birbiriyle etkileşimini göstermesi açısından hem de Mağrib gibi zor bir coğrafyada hızlı değişen dengeleri ortaya koyması açısından dikkat çekici nitelikte olmuştur. Bu çalışmada Şiî ve Hâricî iki ayrı mezhebî geleneğe mensup hanedanlığın birbirleriyle mücadelesi incelenmiştir. Konu, Mağrib’de Şiî-Hâricî ilişkileri hakkında ortaya konulan çalışmaların niceliği ve yetersizliği dolayısıyla önem arz etmekte olup özgündür. Bununla birlikte tespit edebildiğimiz kadarıyla her iki tarafın mezhebî aidiyetlerinin doğrudan bir çekişme zemini teşkil ettiğine dair kaynaklarda malumat bulunmamasından ötürü ikili ilişkilerin siyasî ve askerî yönü ve bunların yansımaları ele alınmıştır. Çalışmanın hedefi aslî kaynaklar ışığında Fâtımî-Midrârî ilişkilerinin çerçevesini ortaya koymaya yönelik olacaktır. Ayrıca ilgili dönemde Mağrib’in genel durumu hakkında da bilgi sahibi olmamıza imkân tanıyacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Islam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | September 9, 2024 |
Acceptance Date | October 30, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |