Laura Mulvey can be considered an organic intellectual of the feminist movement who is not afraid to change the direction of her writing, traits that distinguish her from many other theorists. The cinema of Western Europe is better understood by tracing Mulvey’s texts, observing her concerns, her choices, and the movements in which she has taken part. Her writing comes from a lifetime, and listening to the ever-young woman in this interview evokes memories of the magical days of 1968, with hints of the sort of resistance that we thought about again during to the resistance witnessed in Turkey during the Gezi protests.
Laura Mulvey’i birçok kuramcıdan farklı kılan özellikleri, feminist hareketin organik aydını tipine yakın olması ve yazdığı alanları değiştirmekten hiç korkmamasıdır. Mulvey’in yazdıklarının izini sürmek, parçası olduğu hareketleri, kaygılarını ve seçimlerini görmek Batı Avrupa sinemasının bir dönemini anlamamızı sağlıyor. Bu söyleşide, yazısı hayatından sızan bu her daim genç kadını dinlemek bizlere 68’in o büyülü günlerinden izler sunuyor ve Türkiye’nin Gezi Eylemleri ile yaşadığı büyülü günlerinde yeniden düşündüğümüz direniş pratikleri üzerine ipuçları veriyor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Söyleşi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 5 Sayı: 2 |
sinecine TR DİZİN ve FIAF tarafından taranmaktadır.