16.yy.da başlayan Aydınlanma Çağı ve
18.yy.da yaşanan Sanayi Devrimi, ilk başta Avrupa kıtası olmak üzere tüm
dünyada hızlı bir değişim hareketine dönüşmüştür. Özellikle Sanayi Devrimi’nin
etkisiyle gelişen savaş sanayi ve geliştirilen silah teknolojileri sonucunda
20.yy.a gelindiğinde art arda iki dünya savaşı yaşanmış, Avrupa’da ortaya çıkan
faşizm olgusu milyonlarca insanın katledilmesiyle sonuçlanmıştır. İnsanlık tarihinde
ilk defa yaşanan dünya savaşları, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda atom
bombasının kullanılmasının da etkisiyle insan yaşamında büyük bir buhran ve
boşluk duygusuna sebep olmuştur. Kapital sermayenin tüm dünyaya egemen olması,
hız kazanan küreselleşme ve metalaşma olguları bireyler arası yabancılaşmayı
arttırmıştır. Kapitalizmin daha fazla kar ve daha fazla ürün satışı hedefini
hayata geçirebilmek için uygulamaya koyulan bireyci yaşam politikaları
Horkheimer’ın deyimiyle; bireyciliğin
sonucunda bireyin ölümü ile sonuçlanmaktadır. Roy Andersson’un Yaşayanlar Üçlemesi 21.yy. insanın
yaşamındaki anlam yitimi, yabancılaşma ve toplumdaki iktidar ilişkileri gibi
olguları açık bir şekilde gözlemleme olanağı sunduğu için örneklem olarak
seçilmiştir. Bu çalışmada 16.yy.da Avrupa’da başlayan Aydınlanma hareketinin ortaya
çıkışından beş yüz yıl sonra yine Avrupa kıtasında ne gibi değişikliklere yol
açmış olabileceği, Foucault’nun Özne ve
İktidar kavramları ve Horkheimer’ın
“bireyciliğin sonucunda bireyin ölümü”
söylemi üzerinden Yaşayanlar Üçlemesinde
analiz edilecektir. Ayrıca bu çalışmanın, Roy
Andersson sinemasının genel hatlarını ortaya çıkartarak alana katkı
sağlaması beklenmektedir.
Roy Andersson Bireycilik Yaşayanlar Üçlemesi Özne ve İktidar İnsanları Seyreden Güvercin
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Özel Sayı (1) Mayıs 2019 |