Bu metinde, Rene Descartes, Brauch Spinoza ve Gotfried Wilhelm Leibniz’in kavramlarıyla erken modern dönemde insanın sahip olduğu bakış kavramı belirginleştirilmeye çalışılmıştır. Bu filozoflardan kısa bir süre sonra bakışın mekanik yönünü ve düşüncenin yasalarını formülleştirmeye çalışan düşünürlerin çalışmaları ifade edilmiştir. Temsili imajdan farklı ve insan gözünden bağımsız olarak teknik imaj üretebilen fotoğraf makinasının icadından sonra insan bakış açısı zenginleşmiş ve yeni görme biçimleri kazanmıştır. Bu çalışmada insanın teknik imaj üreten fotoğraf makinası, sinema ve video gibi aparatları kullanarak daha farklı görüş açılarına sahip olacağı ve düşünebileceği ifade edilmiştir.
Hareketli görüntüyü kaydedebilen sinema sesin de katılımıyla kendine özgü bir anlatı oluşturabilmiştir. Sinemadan yaklaşık 70 yıl sonra ortaya çıkan ve sinemanın anlatısını da taklit edebilen video aygıtı zamanımızda birçok alanda kullanılmakla birlikte kendine özgü bir anlatı oluşturmuştur. Bu çalışmada, videonun sanat ve bilimdeki kullanımları ile öznelliğe yakın oluşu tanımlanmış ve görme biçimlerine sağlayabileceği yeniliklerin potansiyeli belirginleştirilmiştir. Teknik imaj üreten video ile görüp, bu aygıtla daha farklı düşünebileceğimiz iddia edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Özel Sayı (2) Mayıs 2020 |