Levan Akin’in yönetmenliğini üstlendiği 2019 yapımı And Then We Danced (Ve Sonra Dans Ettik) filmi, Gürcistan’ın ulus-devletleşme sürecinde modernizm ve geleneksellik arasında yaşadığı çatışmayı queer kimliklerin özgürleşme sorunu üzerinden konu edinmektedir. Filmin kapsamını üç sorunsal oluşturmaktadır; ulus devletlerin modernizasyon sürecinde yaşadıkları çelişkiler, mekanların ve geleneklerin cinsel kimlik inşası üzerine etkisi, cinsel yönelimi keşfetmek ve Lgbti bireylere dönük toplumsal bakışın bir sonucu olarak linç kültürü üzerinden toplumsal normlara başkaldırıdır. Filmde; gündelik hayat ilişkileri üzerinde modernizme rağmen gelenekselliğin korunmaya çalışıldığı, cinsiyetçiliğin yeniden üretildiği ve cinsel yönelimin biçimlendirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Film, bireylerin hem cinsel kimlikleri üzerinde hem de gündelik yaşamın birçok noktasında iktidar ilişkilerine dikkat çekerek gözetim toplumunun oluşturulduğunu gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda film ile Henri Lefebvre’nin gündelik hayatın eleştirisi ve Michel Foucault’nun modern iktidar biçimleri yaklaşımları örtüşmektedir. Ayrıca Judith Butler tarafından kavramsal olarak ele alınan ‘Queer’ ve kuramsal yaklaşımı ile de benzeşen noktalar esas alınarak ulus devletlerin bireylerin cinsel kimlikleri üzerindeki tahakkümü değerlendirilecektir. Dolayısıyla filmin kuramsal çerçevesini de bu bağlamlar oluşturmaktadır. Gündelik hayat; küreselleşme, modernizm, teknolojik vs. gelişmelerden etkilenmektedir. Bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda bireylerin sıradan, basit, sade olarak görülen gündelik yaşamının, bireylerdeki dönüştürücü ve aslında ideolojik olan etkisi; Lefebvre’nin çalışmasının momenti olan yabancılaşma kavramı ile filmdeki gösterenler incelenerek ele alınacaktır. Filmde geçen diyaloglar, içerik analizi yöntemlerinden çıkarsama tekniği ile yorumlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 28, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 11 |