Sinema filmleri, seyircisine özdeşleşme, katarsis, bilgilenme, sosyalleşme gibi çeşitli yönlerden doyum ve haz sağlama potansiyelini içinde barındırır. Sinemanın seyircisine sağladığı bir başka haz ise bakma hazzıdır (skopofili). Bakma hazzı ve eylemi, özellikle klasik anlatı sinemasında erkeğin egemenliğindedir ve kameranın bakışı erkek bakışıyla özdeşleştirilir. Klasik anlatıya sahip filmlerde bakış inşa edilirken erkek, gözetleyen/dikizleyen konumdadır. Kadın ise gözetlenen/dikizlenen bir şekilde sunulmaktadır. Bu sunuş biçimi, erkeği etkin, kadını ise edilgen bir şekilde konumlandırmaktadır. Bu nedenle bakışın erkeğe ait olması ve erkek egemen kodlara göre düzenlenmesi feminist film çalışmaları açısından önemli bir tartışma alanıdır. Krzysztof Kieślowski’nin Aşk Üzerine Kısa Bir Film’inde gözetleyen-gözetlenen ilişkisi iç içe geçmekte, bakış cinsel kimlikler merkezinde inşa edilmemekte ve cinsiyetsizleşmektedir. Çalışmada, feminist film kuramları çerçevesinde Krzysztof Kieślowski’nin Aşk Üzerine Kısa Bir Film’inde bakışın nasıl inşa edildiği ve cinsiyetsizleştiği tartışılmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 11 - Özel Sayı (3) 2021 |