Gabriel Tarde’a göre insan doğduğu andan itibaren çevresindekileri taklit ederek kendi davranışlarını oluşturur. Tarde, 1903 yılında yeni bir edisyonuyla tekrar yayımlanan ‘Taklidin Yasaları’ adlı kitabında; ‘Toplumsal olarak her şey icat ya da taklittir, ikisinin birbiri ile olan ilişkisi ise dağ ve nehir arasındaki ilişki gibidir’ (Tarde, 1890 [1993]: 3) diyerek taklit ve icadın öneminden bahseder. Hatta yine aynı eserde ‘bir buluşun icat sayılabilmesi için onun taklit edilebilir olması zorunluluktur’ diyerek taklidin toplumsal önemine bir kez daha değinir. Dolayısıyla toplumsal bir varlık olan insan kimliğini oluştururken çevresinden, etrafındaki insanlardan, edebiyat ve sanattan da beslenerek kendini var eder. Bu durum sinemanın icadıyla birlikte film karakterlerinin de özelliklerini fark etmek, onlara benzemeye çalışmak üzerinden yoğunlukla devam eder. Bu taklit süreci davranışların ve dolayısıyla onlarla birlikte açığa çıkan duyguların oluşmasında da etkili olur, insan, içinde bulunduğu kültürden, tarihsel süreçlerden de etkilendiği için farklılıklar ve aynılıklar içerisinde kendi bireyselliğini oluşturma çabası içindedir. Makale, son yıllarda ‘Yunan Tuhaf Dalgası’ olarak da adlandırılan akım içerisinde bulunan, Babis Makridis’in 2018 yılında yönettiği Oiktos (Zavallı, Babis Makridis, 2018) filminden hareketle duyguların performansı ve taklit edilmesi bağlamında tartışmalar yapacak, Brauch Spinoza’nın duygulanım kavramları üzerinden filmi inceleyecek ve Ulus Bakerin duygular sosyolojisi önerisinin imkanını sorgulayacaktır. İnsanın duyguları nasıl oluşur, duygusal davranışlar nelere göre şekillenir soruları filmin adsız ana kahramanı üzerinden sorulacak ve bu sorulara yanıt aranacaktır.
According to Gabriel De Tarde, from the moment a person is born, she/he creates her own behavior by imitating those around her/his. Tarde, in his book "Laws of Imitation", which was published in a new edition in 1903; He mentions the importance of imitation and invention by saying "Everything socially is an invention or imitation, the relationship between the two is like the relationship between mountain and river"(Tarde, 1890 [1993]: 3). Moreover, in the same work, he once again mentions the social importance of imitation by saying "In order for an invention to be considered an invention, it must be imitable". Therefore, while creating human identity, which is a social being, it creates itself by feeding on the environment, people around it, literature and art. With the invention of cinema, this situation continues intensely by noticing the characteristics of movie characters and trying to resemble them. This process of imitation is also effective in the formation of the behaviors and therefore the emotions that come out with them. As the human being is also affected by the culture and historical processes she/he is in, she/he tries to create her/his own individuality within differences and samenesses. The article will discuss the performance and imitations of emotions based on Babis Makridis' film Oiktos (Zavallı, Babis Makridis, 2018), which has been in the current called 'Greek Strange Wave' in recent years, and will try to examine the film through Brauch Spinoza's concepts of affect and question the possibility of Ulus Baker's proposal for a sociology of emotions.. The questions of how human emotions are formed and how emotional behaviors are shaped will be asked through the anonymous main hero of the film and answers will be sought.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 9, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 6 Issue: 11 - Özel Sayı (3) 2021 |