Kur’ân-ı Kerim ve icâz konusu ile güçlü bağı bulunması nedeniyle Belâgatın üç ilmi, Müslüman âlimler tarafından geniş bir ilgi görmüştür. Çünkü âlimler Kur’ân’ın icâz yönlerinde ihtilaf etmelerine rağmen, her sûresinde açıkça görülen belâgat yönü üzerinde ise ittifak etmişler ve Arap kelâmından bu görüşü destekleyen belagat kurallarını çıkarmaya başlamışlardır. Böylece telif eserler çoğalmış; bunlardan bazıları için hüsn-ü kabul ve ününe dair bir şeyler yazılanlar vardır. Sözgelimi Abdülkâhir el-Cürcânî’nin iki kitabı, ardından Sekkâkî’nin Miftâhu’l-Ulûmu sonrasında ise Hatîb el-Kazvînî’nin Telhîsu’l-Miftah’ı ile başlayan silsile nihayetinde belâgât meselelerinin büyük çoğunluğunun Hatîb el-Kazvînî’nin “el-Îdâh fî Ulûmi’l-Belağa” kitabında kaleme aldıklarıyla istikrar bulmuştur. Bu kitap, selefin ilmini kapsaması nedeniyle ilim ehli arasında büyük bir nam kazanmış ve hükümleri belâgat ile uğraşanların zihinlerinde bedîhiyyat mertebesine geçmiştir. Araştırmamız, Muhammed bin Ali el-Cürcânî'nin (h. 729) "el-İşârât ve et-Tenbîhât fî İlmi’l-Belâgâ” isimli eserinde çağdaşı olan Hatîb el-Kazvînî’nin "el-Îdâh fî Ulûmi’l-Belâğa" adlı kitabında ele aldığı belagat konularının kritik incelemesini oluşturmaktadır. Araştırmanın önemi, ihtilaf ve tartışma konusu olmasına rağmen, uzun yıllar boyunca bedîhiyyât olarak kabul edilen belâğat konularını gün yüzüne çıkarmasındadır. Konuları kritik ve analiz yöntemi ile ele almış bulunmaktayız. Tarafların delillerini ortaya koymakta, bunları tartışmakta ve aralarında tercih yapmaya çalışmaktayız. Araştırma konusunun büyüklüğünü dikkate alarak sadece beyân ilmine giren meselelerle yetindik. Bu meseleleri gündeme getirmemize sevk eden, Muhammed el-Cürcâni'nin kitabı ve görüşleri, el-Kazvînî ile aynı dönemde yaşamasına ve onunla birçok belâğat konularında tartışmasına rağmen, statüsüne uygun ilgiye hâiz olmamasıdır. Bu durum bizi ilgili konulara ışık tutmaya ve belâğat dersi için zengin bir materyal olması için tekrar ortaya çıkarmaya sevk etmiştir. Cürcâni'nin Kazvînî’ye yönelik itirazları çeşitlilik arz etmektedir; bunlar bazen kuramsal meselelerle, bazen de getirdiği delillerle ilgilidir. Yalnız itirazların çoğu, Kur'an ve şiirsel delillerden yapılan çıkarımın doğruluğu ve belâgat meselesinin bunlara yönelik uygulama boyutu etrafında cereyan etmektedir. Örneğin “Vechü’ş-Şebeh’il-Hayâli” ve “et-Teşbîhü’l-Maklûb” meselesine yönelik Cürcâni'nin itirazı gibi. Ayrıca (Ad kavminde de ibretler vardır. Onların üzerine köklerini kurutan rüzgarı göndermiştik) ayet-i kerimesinde geçen istiâreye yönelik de Cürcâni'nin bir itirazı bulunmaktadır. Cürcânî'nin Kazvinî döneminden sonra belâgat ile ilgilenenlerce pek yankı bulmayan birçok belâgat meselesindeki eksik yönlere yönelik belâğatçıların dikkatini çekmeyi başardığı, önem ve nüfuz etkisi olan “el-Îdâh” adlı kitaba yönelik itirazlarının Arap belâgatının inşasının tamamlanmasına katkı sağlayan hakiki bir ek ve kritik gözden geçirme oluşturduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Cürcânî'nin Kazvini'nin hatasını bulduğu teşbih kısmındaki gözlemleri ve düzeltmelerinin çoğu, altı yerde odaklanmaktadır. Bu arada mecaz konusu üç itirazı, kinâye ise bir itirazı içermektedir. Cürcânî, Kazvînî’ye görüş itibarıyla muhalif olmasına rağmen, muhalifinin delillerini aktarırken bilimsel dürüstlük ahlakına sahiptir. Zira iktibaslarında herhangi bir tahrif veya değişiklikle karşılaşmadık. Cürcânî, "et-Teşbîhü’l-Maklûb", “Merâtibü’t-Teşbîh” konusu, vech-i şebehin teşbihin iki ana unsuruna dahil oluşu ve olmayışı gibi gündeme getirdiği konuların birçoğunda sağlam mantıklı, güçlü delil ve görüş sahibidir. Bu arada Cürcânî’nin çağdaşı Kazvînî’yi eleştirdiği başka belâğat konuları da bulunmakta olup iki muhalif tarafın burada görüşü zayıf olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bilimsel kritik ölçüsünde ikisinin delilleri sağlam değildir. Bu da bizi delil ve burhânın desteklediği başka bir görüşü benimsememize sevk etti. Örneğin “Vechü’ş-Şebeh’il-Hayâli”, “Murââtü’s-Sıfâtı’l-Muhtelifeti lil müşebbeh bih” ve (Ad milletinde de ibretler vardır. Onların üzerine köklerini kurutan rüzgarı göndermiştik) ayet-i kerimesinde geçen istiâre gibi.
The three sciences of rhetoric have received wide attention from Muslim scholars due to their close connection with the Holy Qur’ān and its miraculousness. the scholars agreed that the rhetorical aspect is evident in every surah, and began to search in the speech of the Arabs, the rhetorical bases that support this opinion, so the books multiplied and the explanations spread, such as the books of Abdul-Qādir Al-Jurjānī, then As-Sakkākī's Miftāḥ al-‘Ulūm, then al-Khaṭīb al-Qazwīnī's Talkhīṣ al-Miftāḥ. Then most of the rhetorical issues settled upon what al-Khaṭīb al-Qazwīnī wrote in his book “al-’Īḍāḥ fī ‘Ulūm al-Balāghah”, This research constituted a critical study of the rhetorical issues that Muhammad bin Ali al-Jurjānī (729 AH) addressed in his book “al-Ishḍārāt wa at-Tanbīhāt fī ‘Ulūm al-Balāghah” on his contemporary, al-Khaṭīb al-Qazwīnī, in his book “al-’Īḍāḥ fī ‘Ulūm al-Balāghah”. The importance of the research lies in the fact that it reveals rhetorical issues that have been considered postulates for ages, although they were the subject of controversy and discussion. The researcher dealt with it with criticism and analysis, so he presented the evidences of the parties and discussed them, trying to make tarjīḥ (preponderance). Given the enormity of the subject of the research, it only discussed issues contained in the science of Bayān only to raise these issues is that the book of Muhammad al-Jurjānī and his opinions did not receive the attention worthy of his stature, although he lived in the same era with al-Qazwīnī and his struggle with him in many rhetorical issues. Which prompted the researcher to shed light on it to be a rich material for the rhetorical lesson. Al-Jurjānī's objections to Al-Qazwīnī varied. Sometimes it relates to theoretical issues and rules, and at other times to the evidence contained in Al-Qazwīnī’s book “Al-Īḍāḥ”; However, most of these objections were applied, revolving around the integrity of inference with Qur’ānic and poetic evidence, towards his objection to the issue of the imaginary face and the inverted analogy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Early Pub Date | May 31, 2023 |
Publication Date | June 15, 2023 |
Submission Date | January 3, 2023 |
Acceptance Date | March 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.