Kendi üzerine
düşünmenin zorunluluğuyla epistemolojik/felsefî bir arka plana gereksinim duyan
din eğitimi bu ihtiyacını coğrafyamızın kendi geleneği olan İslam düşüncesinden
karşılama imkânına sahiptir. İslam düşüncesini oluşturan kelâm, İslam felsefesi
ve tasavvufun epistemolojik tutumlarının bilginin imkânı, mahiyeti, kaynağı,
türleri ve teşekkül süreci gibi bahislerde takip edilmesi mümkündür. Ancak
gelenekte ilimlerin teşekkül biçimleri için vazedilen kurallar gereği
disiplinimizin, bilgiye mezkûr disiplinlerin perspektifiyle yaklaşamayacağı
aşikârdır. Bu durumda din eğitiminin evvela düşünceye değil de düşünceyi üreten
akla/saiklere yönelen epistemolojik bir tavır takınarak İslam düşüncesinde
bilgiyi üreten gerekçelerle kendi perspektifiyle uyumlu bir buluşma noktası
tespit etmesi beklenir. Sonrasında ise bu noktanın disiplin için hangi
anlamları açığa çıkardığı incelenmek durumundadır. İslam düşüncesini üreten
aklın, bilgiyi Kutsal’a ulaştıran bir vasıta olarak tasvir ettiği
görülmektedir. Dolayısıyla insanın Kutsal ile ilişkisini mevzubahis edinen din
eğitiminin düşünce mirasımızın ana karakterini oluşturan Aşkın Varlık’la ilişkisellik
noktasında buluşması mümkün görünmektedir. Elinizdeki makale bu noktadan
hareketle İslam düşüncesinde bilginin kaynakları olarak kabul edilen unsurları
din eğitimi açısından insanın Kutsal ile ilişkisini kurma işlevine sahip
araçlar olarak sorgulamayı amaçlamaktadır. Buna binaen öncelikle İslam düşünce
geleneğini oluşturan kelam, İslam felsefesi ve tasavvufta bilginin kaynakları
ele alınacaktır. Sonrasında buradan ve gelenekteki bilginin genel karakterinden
yola çıkılarak din eğitiminin kadim mirasımızla nasıl buluşacağı tespit
edilmeye çalışılacaktır. En sonunda ise bu kaynakların disiplinimiz için insanın
din ile ilişkisini kuran araçlar/kuvveler olarak tasavvur edilebileceği
savunulacaktır. Araştırmamız nitel bir çalışma olup yazılı dokümanların
incelenmesi yöntemiyle kaleme alınacaktır. Bu doğrultuda konumuzla ilgili İslam
düşüncesinde yazılan eserlerin yakın okuması yapılacak, toplanan veriler
kavramsal düzlemde ve analitik bir tarzda yorumlanacaktır.
Religious education, which requires an
epistemological/philosophical background with the necessity of thinking about
oneself, has the opportunity to meet this need from the Islamic thought of our
geographical tradition. It is possible to follow the epistemological attitudes
of kalam, Islamic philosophy and tasawwuf, which constitute Islamic thought, in
areas such as the nature, source, types and process of knowledge. It is
possible to state that in all of these sciences which represent Islamic
thought, knowledge is ultimately accepted as an element that establishes the
relationship of man with the Sacred. In this case, it is possible for religious
education, as a discipline that deals with the relationship of man with the
Sacred, to meet at the point of “relationality” with the Transcendent Being,
which expresses the main characteristic of the knowledge in our thought
heritage. With this point in mind, this article aims to question the elements
considered as sources of knowledge in Islamic thought as tools that have the
function of establishing the relationship of man with the Sacred in terms of
religious education. First of all, we will try to determine how religious
education will meet with our ancient heritage, as mentioned above, and then the
sources of knowledge in theology, Islamic philosophy and tasawwuf, which form
the tradition of Islamic thought. In our study, it will be argued that these
sources of knowledge can be envisioned as “the faculty that establish the
relationship of man with the Sacred” from the perspective of our discipline.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2020 |
Submission Date | February 1, 2020 |
Acceptance Date | February 24, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 |
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.