Ignaz Goldziher, the founder of Islamic studies in the West and considered “the spiritual father of the new Islamologists" among Western Islamic scholars, deeply influenced many orientalists with his studies. The scholarly evaluations of Goldziher’s books and articles based on rich sources, to which he is highly regarded in both the West and the East, show that he was overcome by his emotions in many places, that he reached baseless and wrong conclusions, that he tried to force the sources to confirm what he had constructed in his mind, that he selected the material suitable for his axiom, that he generalized too easily, that when he could not find narrations in the historical material to support his thesis, he resorted to intellectual interpretations and distorted the facts. These scholarly analyses reveal that Goldziher ignores evidence that contradicts his own view, tries to prove what he rejects in one place, takes and uses information that suits his purpose even if it is from unreliable sources, disregards evidence that contradicts his opinion, and does not value the opinions of Muslim scholars who contradict his thesis. Therefore, all these findings indicate that Goldziher lost his scholarly objectivity and abandoned scientific research methods. The reason for writing this article is to evaluate Goldziher’s accusations against Ahmad ibn Hanbal’s al-Musnad in his article “Neue Materialien zur Litteratur des Ueberlieferungswesens bei den Muhammadanern (New Materials on the Literature of Narration among Muslims)” published in 1896. As a result of our research, it has been observed that there is no other study that has been critical of Goldziher’s allegations in the aforementioned article, and this article has been written in order to fill this gap and to contribute to the correct introduction of the aforementioned orientalist. The article is limited to analyzing Goldziher’s accusations against al-Musnad. The method of data collection and analysis was used in the study, and various studies on the aforementioned orientalist were also utilized. At the end of the article, it was determined that Goldziher tried to devalue al-Musnad by saying that Ibn Hanbal included many ḥadīths with problematic isnads because he was a member of Ahl al-Ḥadīth and that the narrations in al-Musnad had many kussās (religious storytellers) in their isnads. Likewise, despite his son Abdullah’s warning, Ibn Hanbal tried to soften the situation of a kezzāb narrator and tried to discredit al-Musnad by claiming that Bukhārī and Muslim wrote their own books to save the ḥadīths in al-Musnad from the state of sloppiness and that this showed that even at that time the state of trust in the authenticity of ḥadīths was very bad. Goldziher likened al-Musnad to a large pile of rubble consisting of waste materials by claiming that there were too many narrations of those who fabricated ḥadīths to encourage people to worship, ḥadīths of fitnah that were transmitted by naming people, places, and events, and fabricated ḥadīths praising the Umayyads and Abbasids, and that if this difficult obstacle could be overcome, some valuable pieces of information could be reached, thus undermining the reputation of al-Musnad. It is concluded that Goldziher’s interpretation of Abdullah ibn Ahmad’s statement after the narrations recommending the writing of ḥadīths as “creating a counterweight to the narrations in al-Musnad that prohibit the writing of ḥadīths” and “legitimizing the reasons for the existence of compilations such as musnad” is both a reading of intentions and a way of presenting his assumptions as absolute truths. In sum, it is concluded that Goldziher’s approach to Ibn Hanbal’s al-Musnad is not positive, that he aims to raise doubts about this main source of ḥadīth, and that he continues his extreme skeptical attitude towards ḥadīth in this article.
yoktur
Batı’daki İslâm araştırmalarının kurucusu ve Batı İslâm araştırmacıları arasında “yeni İslâmiyatçılar’ın mânevî babası” kabul edilen Ignaz Goldziher çalışmalarıyla pek çok oryantalisti derinden etkilemiştir. Batı’da ve Doğu’da kendisine son derece önem atfedilen Goldziher’in zengin kaynakçalara dayalı yazdığı kitap ve makaleleri üzerinde yapılan ilmî değerlendirmeler, onun pek çok yerde duygularına yenik düştüğünü, zihninde kurguladıklarını kaynaklara zorla doğrulatmaya çalıştığını, aksiyomuna uygun malzemeyi seçerek aldığını, çok kolay genellemeler yaptığını, tarihî malzemede tezini destekleyecek rivayetler bulamadığı zaman indî yorumlara başvurduğunu, gerçekleri çarpıttığını ve mesnetsiz ve çok yanlış sonuçlara ulaştığını göstermektedir. Ayrıca yapılan bu ilmî analizler, Goldziher’in kendi görüşleriyle çelişen kanıtları görmezden geldiğini, bir yerde reddettiğini diğer yerde ispatlamaya çalıştığını, amacına uygun bir bilgiyi gayr-i muteber kaynakta da olsa alıp kullandığını, kafasındaki fikre ters düşen delillere itibar etmediğini ve kendi teziyle çelişen Müslüman âlimlerin görüşlerine kıymet atfetmediğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla tüm bu müşterek tespitler, Goldziher’in ilmî tarafsızlığını kaybettiğine ve bilimsel araştırma yöntemlerini terk ettiğine delâlet etmektedir. Bu makalenin yazılma sebebi, Goldziher’in 1896 yılında yayınlanan “Neue Materialien zur Litteratur des Ueberlieferungswesens bei den Muhammendanern (Müslümanlarda Rivayet Literatürüne Dair Yeni Materyaller)” adlı makalesindeki Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ine yönelik ithamlarını değerlendirmektir. Araştırmalarımız neticesinde daha önce Goldziher’in söz konusu makalesinde ileri sürdüğü iddialara eleştirel yaklaşan başka bir çalışmanın olmadığı görülmüş, hem bu boşluğu doldurmak hem de mezkûr şarkiyatçının doğru tanıtılmasına katkı sunmak amacıyla makale kaleme alınmıştır. Araştırma, Goldziher’in el-Müsned’e yönelik ithamlarını tahlil etmekle sınırlandırılmıştır. Çalışmada veri toplama ve analiz yöntemi kullanılmış, adı geçen oryantalistle alakalı yapılan muhtelif araştırmalardan da faydalanılmıştır. Makalenin sonunda Goldziher’in İbn Hanbel’in ehl-i hadîsten olması sebebiyle senedi problemli pek çok hadisi eserine aldığını ve el-Müsned’deki rivayetlerin senedlerinde çok sayıda kussâsın (dinî hikâye anlatıcıları) olduğunu söyleyerek el-Müsned’i değersizleştirmeye çalıştığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde oğlu Abdullah’ın uyarısına rağmen İbn Hanbel’in kezzâb bir ravinin durumunu yumuşatmaya çalıştığı, Buhârî ve Müslim’in el-Müsned’deki hadisleri özensizlik keyfiyetinden kurtarmak için kendi kitaplarını yazdıkları, bu hâlin o zamanlar bile hadislerin otantikliğine güven durumunun çok kötü olduğunu gösterdiğini iddia ederek el-Müsned’i itibarsızlaştırmaya çalıştığı görülmüştür. Goldziher’in el-Müsned’de insanları ibadete teşvik için hadis uyduranların rivayetlerinin, kişi, yer ve olay ismi verilerek nakledilen fiten hadislerinin, Emevîlerle Abbasîleri öven uydurma hadislerin çok fazla olduğunu ileri sürerek el-Müsned’i atık materyallerden oluşan büyük bir moloz yığınına benzettiği, eğer bu zor engel aşılabilirse bazı değerli bilgi kırıntılarına ulaşılabileceğini belirterek el-Müsned’in itibarını sarsmaya çalıştığı sonucuna varılmıştır. Goldziher’in Abdullah b. Ahmed’in hadislerin yazılmasını tavsiye eden rivayetlerden sonra yaptığı açıklamayı “el-Müsned’deki hadislerin yazımını yasaklayan rivayetlere karşı denge unsuru oluşturmak” ve “Müsned türü derleme eserlerin varlık sebeplerini meşrulaştırmak” şeklinde yorumlamasının hem niyet okuyuculuğu olduğu hem de varsayımlarını kesin doğrular gibi sunma düşüncesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Özetle, Goldziher’in İbn Hanbel’in el-Müsned’ine yaklaşımının müspet olmadığı, bu temel hadis kaynağı hakkında kafalarda şüphe uyandırmaya çalıştığı ve hadislere karşı aşırı şüpheci tavrını bu makalesinde de sürdürdüğü neticesine ulaşılmıştır.
Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Yazar bu araştırmayı desteklemek için herhangi bir dış fon almadığını kabul eder / The author acknowledges that received not external funding support of this research. .
yoktur
.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | RESEARCH ARTICLES |
Authors | |
Project Number | yoktur |
Early Pub Date | June 12, 2024 |
Publication Date | June 15, 2024 |
Submission Date | January 5, 2024 |
Acceptance Date | February 21, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 34 |
Şırnak University Journal of Divinity Faculty is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).