Osmanlı Devleti’nde uygulanan “millet sistemi” içerisinde yüzyıllarca dillerine, kültürlerine ve dinlerine karışılmadan huzurlu bir yaşam süren gayrimüslimler özellikle 19. yüzyıldan itibaren çıkardıkları ayrılıkçı hareketlerle ülkede yaşanan huzursuzluğun en önemli sebeplerinden birisi olmuşlardır. Bu süreç I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin yenilmesiyle birlikte son merhalesine girerek Anadolu topraklarındaki en önemli gayrimüslim sınıf olan Rumların devletin içine düştüğü acziyetten faydalanmak için faaliyete geçmelerine neden olmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması ve Paris Barış Konferansı’nda alınan kararlar sonrasında da Yunanistan’ın İzmir’i işgalinin İtilaf Devletleri tarafından onaylanmasıyla Anadolu’da başlayan Yunan işgali yerli Rumları heyecanlandırmış ve büyük Yunanistan’ı kurma hayallerini canlandırmıştır. İşte bu amaçla yerli Rumlar hem işgali gönülden desteklemişler hem de işgalci Yunan ordusuna gönüllü olarak katılarak Müslüman Türk halkına karşı birçok insanlık dışı muameleyi reva görmüşlerdir. Yapılan zulümlerle ilgili anlatılar romantik bir anlayışın sonucu ortaya çıkan Türk-Yunan dostluğu bağlamında bazı kesimler tarafından görmezden gelinse de bir vakıa olarak anılarda tazeliğini korumaktadır. Biz bu çalışmamızda Anadolu’da başlayan Yunan işgali sürecinde bizzat Yunan ordusu içerisinde yer alan Anadolulu bir Rum’un Manoli Aksiyotis’in anılarından hareketle Yunan ordusunun Büyük Taarruz’la sona eren işgaller sürecinde neler yaptıklarını neler hissettiklerini ortaya koymaya çalışacağız.
The non-Muslims who led a peaceful life in ‘the system of nationality’ applied in the Ottoman Empire without any interference in their language, culture and religion for centuries have become one of the important reasons for the unrest lived because of the separatist movement they made since especially 19th century. This period has reasoned to the Geek’s, who were the most important non-Muslim class in Anatolia, going in action to take advantage of the helplessness of the state after the Ottoman Empire’s reaching its final stage with its defeat in the First World War. Regarding this aim, local Greeks both supported the occupation wholeheartedly and exposed many inhumane treatments to Muslim Türkish Folk by voluntarily joining into the Greek army. Even though the narratives about the atrocities committed are ignored by some in the context of the Turkish-Greek friendship that emerged as a result of a romantic understanding, they maintain their freshness in memories as a case. In our study here, through the memories of Manoli Aksiyotis, an Anatolian Greek who personally took place in the Greek Army during the Greek occupation which started in Anatolia, we will try to present what he did and felt during the Greek Army’s occupations’ period that ended with the Great Offensive with his memories.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ağustos 2022 |
Gönderilme Tarihi | 19 Haziran 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |