Acting is a phenomenon, that exist even before humanbeing. Both troglodyte and modern person use acting in most parts of their lives. In fact, each individual is an actor. After turning into art, acting, which has person as a subject and object, get to be the closest art to person and the most popular one. Thanks to having a direct connection with community and a motto of reflecting the reality. Acting is a popular art, many actors and actresses are admired by large masses, young ones wish to be noticed and be popular, people fill the halls just to see the actors and actresses. All these are not directly proportional to the fact of this art. Acting is the least known occupation from outside. Within its own internal dinamics, it is hard to execute branch of art that needs so much devotion. In this article; ontology of acting art and its struggle for existence will be analysed. And also from the beggining to the renaissance – despite having a bumpy chat on the point of value and proffessional reputation- the process of continuing existance in an autlandish way will be studied in the context of act-life relation.
Ancient Greek And Rome Medieval Age Acting Theater Renaissance
Oyun, insandan önce var olan bir olgudur. İlkel ya da modern insan, hayatının birçok yerinde oyun eylemine başvurmuştur. Aslında her insan birer oyuncudur. Eylem olan oyunun sanat olarak oyunculuğa dönüşmesiyle birlikte, öznesi ve nesnesi insan olan bu sanat, toplumla kurduğu dolayımsız bağ ve gerçeği yansıtma mottosuyla, insana en yakın ve en popüler sanat olma konumuna erişmiştir. Popüler bir sanat olması, birçok aktörün ya da aktrisin çok geniş kitlelerce beğenilmesi, gençlerin bir gün keşfedilip yıldız olma hayalini kurması, tiyatroda ya da ekranlarda oyuncuları görebilmek için salonların dolması, bu sanat hakkında bilinenlerle doğru orantılı bir episteme değildir. Dışarıdan en az bilinen bir meslektir oyunculuk. Kendi iç dinamikleri içinde icrası zor, meşakkatli ve çok fazla özveri isteyen bir sanat koludur. Bu makalede oyunculuk sanatının ontolojisi, var olabilme mücadelesi, başlangıcından Rönesans’a değer ve mesleki itibar noktasında inişli çıkışlı, daha çok inişli bir grafiğe sahip olmasına rağmen, yersiz ve yurtsuz bir şekilde varlığını idame ettirebilme süreci oyun-yaşam ilintisi bağlamında incelenecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 31 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |