Hz. Peygamber’in risâletinin on üç yılı Mekke’de, on yılı Medine’de geçmiştir. Hz. Peygamber’in tebliğ metodunu belirleyen en önemli faktörlerden birisi vahyin inmeye başladığı Mekke ile Medine’nin benzerlik ve farklılık arz eden yönleridir. Rasûlullâh her iki şehirdeki siyasî, sosyal, ekonomik ve dinî yapılanmaya göre tebliğ yöntem ve stratejisini belirlemiştir. Mekke’de Kusay’dan beri devam eden daha düzenli ve istikrarlı bir idarî yapılanma bulunmasına karşın Medine’de siyasî yapı dağınıklık arz etmekte, şehirde Evz ve Hazrec gibi Arap kabilelerinin yanı sıra Yahudi kabileleri yaşamakta, bu bağlamda kabileciliğin hâkim olduğu görülmektedir. Medine ileri gelenlerinin İslâm’a erkenden girmesi buna mukabil Mekke ileri gelenlerinin şiddetli muhalefeti de iki şehrin en bariz farklarından birini oluşturmuştur. İki şehir arasındaki bir diğer farklılık Mekke’nin Arap Yarımadası’nın en önemli ticaret merkezi olması, Medine’nin ise tarıma dayalı bir ekonomik yapıya sahip olmasıdır. Yüzyıllardan beri nesilden nesile işleyerek oluşturdukları uluslararası bir ticaret ağına sahip olan Mekke’ye kıyasla Medine daha mütevazı bir iktisadî hayata sahipti. Dolayısıyla Mekkeliler hayatları boyunca verdikleri her önemli kararda ticaretlerini göz önünde bulundurmak mecburiyetini hissetmişlerdir. Mekke ve Medine arasında farklılık arz eden bir diğer vasıf da, her iki şehirdeki dinî yaşantıdır. Kâbe başlangıçta tevhidin merkezi iken asli fonksiyonunu yitirmiştir. Bununla birlikte Kabe’nin varlığı, Mekkelilerin Araplar nezdindeki itibarını artırmıştır. Mekke’de Haniflik inancının kırıntıları kalmakla birlikte Kabe’de 360 tane putun bulunması Mekke’yi şirkin merkezi haline getirmiştir. Mekke’nin çevresine kurulan panayırlar da Mekke’nin ekonomisini oldukça canlı kılmıştır. Medine’de ise bir dinî merkez veya ibadethane bulunmamaktaydı. Buna mukabil şehirde bulunan Yahudiler ile temaslar sonucunda Mekke’ye göre Medine’de Ehl-i kitabın kavramlarına daha aşina bir toplum oluşmuştu. Bu durum Medine şartlarını İslâm tebliğine daha hazır hale getirmişti. Biz ise makalemizde İslam’ın doğuşu esnasında Medine’deki siyasî dinî, sosyal ve ekonomik şartları irdeleyecek, benzerlik ya da farklılık arz eden hususları tespit edeceğiz.
The Prophet Muhammad (pbuh) performed thirteen years of his prophetic duty in Mecca and ten years in Medina. The characteristic features of these two cities, which are similar in some aspects and different in others, contributed to the success of the Prophet's message. The Prophet also shaped his preaching methods and other strategies according to the characteristics of these two cities. In Medina, the political structure was shared among tribes. As for Mecca, there was a more organized administrative structure that had existed since Qusay. The early adoption of Islam by the notables of Medina and the fierce opposition of the notables of Mecca to Islam can be regarded as the most obvious differences between the two cities. While Mecca was a trade city, Medina’s economy was based on agriculture as well as trade. Medina had a more modest economic life than Mecca, which had an international trade network that passed down from generation to generation for centuries. The citizens of Mecca felt obliged to take their trade into consideration in every important decision they made throughout their lives. Another feature that distinguished Mecca from Medina was the religious life of the cities. The Kaaba in Mecca lost its original character, and it became the centre of polytheism over the years, although it had formerly been the centre of monotheism. With the idols erected around it, the Kaaba became the most important temple of polytheism both in the Hejaz and the Arabian Peninsula. In addition to making Mecca an indispensable religious centre, the idols were a serious source of income for the city. The markets established during the sacred months for the pilgrims coming to visit the Kaaba also kept Mecca's economy alive for many years. On the other hand, there was no religious centre or temple in Medina. Nevertheless, as a result of their contacts with the Jews in the city, the society of Medina was more familiar with the concepts of the People of the Book than that of Mecca. These circumstances made Medina more ready for the preaching of Islam. By addressing the above-mentioned issues, this article aims to contribute to the grounds of the reactions towards the preaching of Islam in both Mecca and Medina.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Islam |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | February 24, 2024 |
Acceptance Date | April 19, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |