Türkler 1071'de Anadolu'ya geldiklerinde orada sığınmacı olmayı değil; bilakis orayı yurt edinme amacı güdüyorlardı. Derin bir devlet kuruculuk geleneği olan Türkler, siyasi egemenlik tesisinin halklarla savaşarak değil öteki egemenliklere karşı başarı kazanarak mümkün olacağının da bilincindeydi. Bu sebeple, Anadolu'da yerleşik olan halklarla iyi geçinmeyi; onların dil, din ve kültürlerine müdahil olmamayı genel bir ilke olarak benimsediler. Türklerle Ermenilerin tarihsel ilişkilerinin ana çerçevesini bu çizgi oluşturdu. Birlikte geçirilen dokuz yüz yıl içinde egemenlik daima Türklerde kalmış olsa da Ermeniler, ekonomik ve kültürel özgürlük içinde yaşadı. Ancak modernleşmeyle birlikte milliyetçiliğe dayalı ayrılıkçılık fikirleri, önce Ermeniler arasında yayıldı. Bu çerçevede, Sultan Hamid'e suikast girişimi gibi çarpıcı örnekleri olan terörizm yoluyla, Ermeniler yeni bir egemenlik oluşturmaya çalıştılar. 20. yüzyılın başlarında, Osmanlı coğrafyasındaki Ermeni ayaklanmaları bu amaca yönelik yoğun bir çatışma ortamı oluşturdu. Bilhassa Doğu Anadolu'da Ermeni tedhiş hareketleri soykırım düzeyine ulaştı. 1915 Tehcir Yasası bu ortamda, Osmanlı Devleti’nin aldığı bir tedbir kararıydı. Bu karar gereğince sadece Doğu Anadolu'dakiler değil İmparatorluğun geniş coğrafyasına yayılmış Ermeniler yine bu coğrafya sınırlarında kalmak şartıyla yer değiştirmeye tabi tutuldular. Kirkor Ceyhan'ın ailesi de bu göç ettirilenler arasındaydı. Sivas'tan Besni'ye kadar götürülen aile, geçici bir süre orada ikamet etmiş, tehcir kararının kaldırılması ile de yeniden Zara'ya dönmüştür. 1924 doğumlu Ceyhan, tehciri babasından dinlemiştir. Türkçe yazılmış beş kitabı bulunan yazar, bu hatıraları, uzun yıllar sonra "Kapıyı Kimler Çalıyor" başlıklı eserinde öyküleştirmiştir. Bu çalışmada, bu kitapta yer alan öyküler, tehcir merkezli bir incelemeye tabi tutulmuştur
In 1071, when the Turks arrived in Anatolia asylum seekers not to be there; but rather it was to introduce the homeland. Turks, have a deep tradition of state founding, were aware of politicals overeignty not to fight people but it would be possible the success againist the other belonged. Therefore, they have adopted as a general principle not to be involved but to geta long well with the people who settled in Anatolia; their languages, Religions and cultures. Between Turks and Armenians of historical relations of the main frame constituted of this line. Spent together in nine hundred years of Turkish dominational ways have stayed in, though, Armenians have lived in the economic and cultural freedom. However, based on nationalism, separatism with modernization ideas are spread among the Armenians. In this context, such as the attempted assassination of Sultan Hamid striking examples of terrorism by the Armenians tried to create a new sovereignty. At the beginning of the 20th century, Armenians in Otoman lands fort his purpose up risings has created an intense conflict. Armenian terrorism movement, particularly in Eastern Anatolia reached the level of genocide. Relocation Act of 1915 in this environment, a measure taken was the decision of the Otoman Empire. According to this decision, not only in Eastern Anatolia to the wide geographical spread of the Empire Armenians stil remain in this land border, provided that they are subject to relocation. Kirkor Ceyhan’s family were among those who emigrated. The family moved from Sivas to Besni temporarily have resided there for a while, with there moval of there location decision is re-turned to Zara. Ceyhan, was born in 1924, heard from his father the location. The author who has five short-story books written in Turkish, many years later, converted these memories the short-story entitled "Kapıyı Kimler Çalıyor". In this study, the stories in this book, was subjected to an examination based relocation
Other ID | JA74CH65KZ |
---|---|
Journal Section | Article |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.