Düşünümsel
modern toplumlarda aile; yapısı, işlevleri ve etkileşimleri bağlamında önemli
değişimler göstermiştir; buna paralel olarak doğurganlık da, küresel çapta
hızlı ve geri döndürülmesi zor bir azalma eğilimi sergilemektedir. Bununla
birlikte topluluğun istek ve çıkarlarının ön planda tutulduğu aileciliği
vurgulayan özgeci bir düşünsel sistemden, bireyin kendini gerçekleştirmesini
önceleyen bireyci bir düşünsel sisteme geçiş son on yıllara damga vurmuştur. Bu
bağlamda İkinci Demografik Geçiş Kuramı, doğurganlığın nüfusun yenilenme
seviyesinin altında olduğu nüfuslarda bu eğilimi çözümlemede, sanayileşme,
kentleşme ve göç gibi makro olguların yanı sıra, mikro düzeyde bireylerin
değişen aile kurma ve doğurganlık davranışı tercihlerinin de göz önünde
bulundurulması gerektiğini savunmaktadır. Bu makalenin amacı, ilk olarak düşük
doğurganlığın altında yatan motivasyonların, literatürde genellikle göz ardı
edilen ailecilikten bireyciliğe geçiş gibi yeni değer yönelimleri temelinde de
ele alınması gerektiğini vurgulamak ve ikinci olarak da konuya ilişkin çözüm
önerileri getirmeye yönelik makro ve mikro açıklamaların arandığı bütünlükçü
kuramsal bir bakış açısı sunmaktır.a
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 31, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.