XX. yüzyıl ilk yarısı Fransız tiyatrosu oyun yazarları konu ve kişilerini söylencelerden alarak tamamen dünyasal ve çağdaş bir düzlemde gerçeğin arayışına götürmüşlerdir. Böylece “gerçek dışı” olandan “gerçeğe” varmak, insanoğlunun dünyaya gelişinden itibaren yazgısıyla amansız ve sürekli yenilmeye yazgılı çatışmasını sergilemek bu dönem tiyatrosunun temel izleklerinden biri olmuştur. Bu bizzat oyun yazarlarının keyfi bir değişiklik istenci değil, öncelikle toplumsal koşulların kendisinden kaynaklanan bir olgudur. Bu koşullar çalışmada sıklıkla tekrarlanan bitmek bilmez savaşlardır. 1920–1945 yılları arasında, söylencelerin yeniden yazımı akımıyla, yazarlar eskilerin düşüncelerini değil, eserlerindeki evrensel temaları yeniden ele almayı amaçlamışlardır. Böylece modernleşmiş, ya da Giraudoux’nun deyimiyle, “tozu alınmış” söylence, insanoğlunun acıklı durumunu ifade etmeye uygun bir araca dönüşmüştür
In the first half of the 20th century, the revival of myths became rather an important issue in the French Theater as it had a tendency to blend actual anxieties with the mythical elements. Between 1920 and 1945, when the relationship between man and the overwhelming powers became rather tragic, the playwrights, with a trend in re-writing the Ancient Tragedies, aimed to re-handle the inconsumable themes in the eternal myths. This was unique way of reflecting the devastating years between the two wars and expressing their own awareness and consciousness of the tragic case of man. Thus, “modernized”, as Giraudoux put it “épousseté” or refurbished myths turned out to be a reflection of man’s tragedy
Other ID | JA75BD59CD |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2007 |
Published in Issue | Year 2007 Volume: 8 Issue: 12 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.