With the increasing world population, there are noticeable changes in nature, climate, culture, and behavior globally. The universe consists of a whole ecosystem, and living organisms are a part of this system. A disruption in the ecosystem affects the living organisms in it. Likewise, destruction occurring within the ecosystem affects the whole ecosystem. In the research, the Human Exceptional Paradigm (IRP), which sees Man as a being that dominates nature, and the New Ecological Paradigm (NEP), which argues that man and nature are a whole living organism, were discussed by Catton and Dunlap. In addition, within the scope of the Eco-Marxist Perspective, which is a criticism of capitalism, the theory that criticizes the understanding that nature is exploited and the exploitation of labor for capital, which is the effect of capitalism, is examined. The destruction of nature that has occurred in recent years is called man-made risk. In light of these changes, global climate change, which has been on the world agenda for the last 10 years, has irreversible effects on all living things. This study aims to address desertification, drought, and sinkhole formations, which are derivatives of global climate change, within the framework of a sociological perspective.Mixed methods were applied in the research, and 53 participants were interviewed with semi-structured questionnaires from quantitative research methods and 11 with in-depth interview methods from qualitative research techniques. According to the research findings, Konya-Karapınar is at great risk from desertification and sinkhole formations. In addition to the geological structure of the region and the problematic annual rainfall, human activities increase desertification and sinkhole formations. Irrigated agriculture in and around Karapınar, acting with the Human Exceptional Paradigm, has increased the number of droughts and sinkhole formations in the region. Excessive use of groundwater through drilling has increased the severity of the drought in our country The most important deficiency that causes this is the lack of a regional agricultural policy suitable for geographical conditions.
Artan dünya nüfusuyla birlikte küresel olarak doğada, iklimde, kültürde ve davranışlarda hissedilir derecede değişiklikler meydana gelmektedir. Evren bir ekosistemler bütününden oluşmakta, canlılar ise bu sistemin bir parçasını oluşturmaktadır. Ekosistemde meydana gelen bir aksaklık, içinde bulunan canlıları da etkilemektedir. Aynı şekilde içeride meydana gelen bir tahribat tüm ekosistemi de etkilemektedir. Araştırmada, Catton ve Dunlap tarafından ortaya atılan İnsanı doğaya hükmeden bir varlık olarak gören İnsan İstisnai Paradigma (İİP) ile insan ve doğanın bir bütün canlı organizma olduğunu savunan Yeni Ekolojik Paradigma (YEP) ele alınmıştır. Ayrıca araştırmada kapitalizmin eleştirisi olan Eko-Marksist Perspektif kapsamında kapitalizmin etkisi olan sermaye için emeğin sömürüldüğü gibi doğanın da sömürüldüğü anlayışını eleştiren kuram incelenmiştir. Son yıllarda meydana gelen doğa tahribatı insan eliyle üretilmiş risk olarak adlandırılmaktadır. Bu değişiklikler ışığında son 10 yılda dünya gündeminde yerini koruyan küresel iklim değişikliği tüm canlılar üzerinde geri dönüşü olmayan etkiler bırakmaktadır. Bu çalışma küresel iklim değişikliğinin türevleri olan çölleşme, kuraklık ve obruk oluşumlarının sosyolojik perspektif çerçevesinde ele almayı hedeflemiştir. Araştırma da karma metot uygulanmış olup nicel araştırma metotlarından yarı yapılandırılmış anket ile 53 katılımcıyla görüşülmüş ve nitel araştırma yöntemlerinden ise derinlemesine mülakat yöntemiyle 11 kişi ile görüşülmüştür. Araştırmada elde edilen bulgulara göre Konya-Karapınar, çölleşme ve obruk oluşumları ile büyük bir risk altındadır. Bölgenin jeolojik yapısı ve yıllık yağış miktarı bakımından fakir olmasına ek olarak insan faaliyetleri çölleşme ve obruk oluşumlarını artırmaktadır. Karapınar ve çevresinde sulu tarım yapılması İİP ile hareket edilmesi bölgede kuraklığı ve obruk oluşumlarının sayısını artırmıştır. Yeraltı sularının, sondaj ile aşırı kullanılması ülkemizde kuraklığın şiddetini artırmıştır. Bunlara neden olan en önemli eksiklik ise coğrafi koşullara uygun bölgesel tarım politikasının olmamasıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Environmental Sociology |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | May 30, 2024 |
Submission Date | November 6, 2023 |
Acceptance Date | May 16, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 47 |
Sosyoloji Dergisi, Journal of Sociology, SD, JOS