Modern çağla birlikte dini metinler analiz edilirken yoğunluklu olarak aklın, bilimsel verilerin ve bulguların eşliğinde düşünülmesi ve yorumlanması birtakım bilimsel bilgiler ile nasların zahiri arasında çatışma olgusunun varlığını gündeme getirmiştir. Bu görünüşteki gerilim sıklıkla din-bilim çatışması şeklinde ortaya çıkmıştır. Ancak din ve bilim ilişkisinin nasıl belirleneceği ve bu ilişki şeklinin tespiti çok önemli ve hassas bir iştir. Zira bu iki alanın hayata bakışları farklı ve kullandıkları dil ise kendine özgüdür. Bu nedenle din-bilim ilişkisinin şeklini tespit etmek çok katmanlı bir iş olup dikkatli olmayı gerektirir. Modern zamanda bilhassa bilimci yaklaşımın revaç bulmasının bir sonucu olarak Müslüman kesim de bu ortamdan etkilenmekte ve özellikle de hadislere karşı daha kolay bir şekilde reddedici ve tasfiye edici bir yol izlendiği görülmektedir. Oysaki hadisleri kendi bağlamları ve usulleri çerçevesinde te’vil, tevkif, tashih ve cem’ ve te’lîf gibi farklı yöntemlerle anlama ameliyesine tabi tutmadan ve hadisteki lafızları inceden inceye tetkik etmeden bilimci anlayışın domine edici etkisi altında kalarak rivayetleri ret ya da kabul etmek tutarlı değildir. Çalışmaya konu olan Hz. Âdem’in boyuyla ilgili rivayetler gibi Kur’an’da yer almayan ama İslam âlimlerince otorite kabul edilen Buhârî ve Müslim gibi kaynaklarda geçen bir hadisin günümüzün bilimsel verileriyle çatışıyor gibi görünmesi sık karşılaşılan bir durum hâline gelmiştir. Bu durum olgusal olarak gerçekse temel olarak bir din-bilim çatışması örneği olarak kabul edilebilir. Zira literal ve yüzeysel bir okumayla Buhârî ve Müslim gibi hadiste otorite olarak kabul edilen kaynaklarda geçen Hz. Âdem’in boyunun 60 zira’ oluşu ve zamanla kısalması rivayeti bugünün bilimsel verileriyle çatışıyor gibi görünmektedir. İslam kelâmı açısından bu gibi haber-i vâhid statüsünde kalıp lafzi ya da manevi tevâtür derecesine ulaşamayan rivayetlerin dini anlamda bağlayıcılığının ne olduğu ve kesin bilgi ifade edip etmediğinin tespiti önem arz etmektedir. Zira öncelikle bu tür nakillerin dini delil değeri ortaya konmalıdır. Ayrıca bu tür haber-i vâhid derecesinde olan rivayetlerin olgusal içerikli bilimsel verilerle çatışması durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiği de önemlidir. Bu çalışmada bu tür haberlerin kelâmî açıdan değerlendirme şeklinin nasıl olması gerektiği ve bunun yöntemi üzerine din-bilim ilişkisi bağlamında bir deneme sunulmuş ve böylece bu tür din-bilim çatışması iddialarının doğruluk derecesi bir örnekle ele alınmıştır.
In the modern era, the study of religious texts increasingly integrates reason and scientific evidence, often giving rise to perceived tensions between empirical knowledge and the literal meaning of sacred sources. Such tensions frequently manifest as purported conflicts between religion and science. Determining the nature of this relationship is a delicate and complex task, as religion and science operate within distinct conceptual frameworks and linguistic registers. The prominence of scientific approaches in contemporary discourse has influenced Muslim communities, sometimes leading to a more dismissive attitude toward hadith literature. However, evaluating hadiths solely through a scientific lens, without considering their methodological and contextual frameworks—such as ta’wil (interpretation), ta’wqif (textual adherence), tashih (correction), or jam‘ wa ta’lif (harmonization)—risks methodological inconsistency.A notable example is the narrations concerning the height of Prophet Adam, found in authoritative collections like Sahih al-Bukhari and Sahih Muslim. While these narrations are absent from the Qur’an, they have been traditionally regarded as authoritative. From a literal perspective, claims that Prophet Adam was sixty cubits tall and gradually shortened over time appear to conflict with contemporary scientific data. From a kalām (Islamic theological) perspective, it is essential to assess whether such khabar-i wāhid (isolated reports) carry definitive religious authority and how they should be interpreted when they seem to contradict empirical evidence.This study presents a kalām-based evaluation of such narrations, proposing a methodology for understanding their religious significance while situating them within the broader discourse on the religion-science relationship. By doing so, it offers a nuanced examination of claims of conflict between religious texts and scientific knowledge, using the case of Prophet Adam’s height as an illustrative example.
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Islamic Studies (Other) |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Submission Date | September 2, 2025 |
| Acceptance Date | December 5, 2025 |
| Early Pub Date | December 10, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Issue: Advanced Online Publication |