In the 1930s, a period when Western dominance was shaken, Francophone intellectuals, writers, and politicians aimed to develop "black consciousness" across Africa and its diaspora within the framework of a critical and literary theory called Négritude. The pioneers of this movement, Aimé Césaire, Léon Gontran Damas and Léopold Sédar Senghor, came together against French colonialism to overcome the black-white discrimination and prejudices against black people through the Négritude movement. By defending Africa, African culture, and the alienation and marginalization of the people of the continent, these writers created a new humanist movement based on identity and ecology. Césaire, the founder of Négritude theory, also emphasizes in his work Discours sur la Négritude that the oppression applied to African people is in fact experienced by all societies, and that instead of separating societies, they should live together. Thus, with the concept of Négritude, Césaire outlines a new idea that would challenge European political domination. Alain Mabanckou, who stands out as a novelist, poet, and academic, holds an important place in contemporary French and African literature due to his focus on colonized African people in his works and being the most awarded black French writer. In his essay Le Sanglot de l'Homme Noir, Mabanckou analyzes the problem of Négritude and puts it at the center of world literature. The author analyzes in detail the identity and position of Black people in France, aiming to raise awareness of this continent through African literature. This study aims to analyze Alain Mabanckou's essay Le Sanglot de l'Homme Noir within the framework of the Négritude theory established by Césaire, Damas, and Sédar.
Batı egemenliğinin sarsıldığı dönem olan 1930’lu yıllarda, Frankofon entelektüeller, yazarlar ve politikacılar Négritude adı verilen eleştiri ve edebiyat kuramı çerçevesinde Afrika ve diasporası genelinde "siyahi bilinci" geliştirmeyi amaçlarlar. Bu hareketin öncülerinden Aimé Césaire, Léon Gontran Damas ve Léopold Sédar Senghor, Fransız sömürgeciliğine karşı bir araya gelerek Négritude hareketiyle siyah-beyaz ayrımını ve siyahilere karşı önyargıları aşma amacı güderler. Bu yazarlar, Afrika’yı, Afrika kültürünü, kıta halkının yabancılaşmasını ve ötekileştirilmesini savunarak kimlik ve ekolojik bazlı yeni bir hümanizma hareketini oluşturlar. Négritude kuramının kurucusu olan Césaire, Discours sur la Négritude isimli eserinde de Afrika halkına uygulanan baskının aslında tüm toplumlarda yaşandığını, toplumları ayrıştırmak yerine onların bir arada yaşamaları gerektiğini vurgular. Böylelikle Césaire, Négritude kavramı ile Avrupa siyasi egemenliğine karşı koyacak yeni bir düşüncenin ana hatlarını belirtmiş olur. Romancı, şair ve akademisyen kimliğiyle dikkat çeken Alain Mabanckou da eserlerinde, sömürgeleştirilmiş Afrika halkını ele alması ve en çok ödül alan siyahi Fransız yazar olması bakımından çağdaş Fransız ve Afrika edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Mabanckou, Le Sanglot de l’Homme Noir isimli makalesinde Négritude sorunu üzerinde incelemeler yapar ve bu sorunu dünya edebiyatının merkezine koyar. Yazar, Afrika edebiyatı aracılığıyla bu kıtaya yönelik bir farkındalık yaratmayı amaçlayarak Fransa’daki siyahilerin kimliği ve yeri hakkında detaylı incelemeler yapar. Bu çalışmanın amacı, Césaire’in, Damas ve Sédar’ın ortaya koyduğu Négritude kuramı bağlamında Alain Mabanckou’nun Le Sanglot de l’Homme Noir adlı makalesini analiz etmektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | World Languages, Literature and Culture (Other) |
Journal Section | EDEBİYAT / ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | September 10, 2024 |
Acceptance Date | November 4, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.