Yirminci yüzyılın en önemli icadı olan televizyon, sadece kitleleri bilgilendirmek, eğlendirmek ve eğitmekle kalmayıp başka işlevlerle de varlığını sürdürmektedir. Bu işlevlerden bir tanesi de sporun finansörlüğüdür. ABD’de 1950’li yıllarda, Avrupa’da ise 1980’li yıllarda başlayan televizyon-spor birlikteliği, bugün öyle bir noktaya gelmiştir ki, televizyonsuz bir spor dünyası ya da sporsuz bir televizyon yayıncılığı düşünülemez. Bir başka ifadeyle spor televizyona, televizyon da spora mahkumdur. Bu birliktelik sürecinde, televizyon sporun en önemli finansörü konumuna gelmiştir. Günümüzde birçok spor etkinliği televizyonun ekonomik gücü sayesinde gerçekleşmektedir. Bu çerçevede üzerinde durulması gereken nokta, spor yayınları için son derece büyük yüksek bütçeler ayıran televizyonun bu ekonomik kaynağı nereden bulduğudur. Aslında kaynaklar bellidir. Bunlar abone ücretleri ve reklamlardır. Bu iki gelir kaynağının televizyon kanallarını tatmin edecek miktarları yakalaması ancak kitlelerin bu yayınlara göstereceği yoğun ilgiyle söz konusu olmaktadır. Böyle bir gerçek varken, ekrana yansıyacak spor etkinliklerinde belirsizlik ilkesinin en üst seviyede olması gerekmektedir
Television, the most important innovation of the twentieth century, doesn't only inform, entertain and educate the masses but also has other functions. One of these functions is financing sports. Television-sports relationship which started in 1950s in United States and in 1980s in Europe is at a point that one cannot think of them separately anymore. In other words, they need each other for survival. During this long-term relationship TV broadcasting has become the most important financial supporter of sports. Nowadays, many sports events take place with the financial support of television channels. Therefore, the point one must concentrate on is the source of this financial power that television has to use for sport events broadcasting. Actually, the sources are evident; advertising revenue and subscribtion fees. In order for these income sources be satisfying for the TV channels, the interest of the masses in the sports programs on TV must continue. When this is the case, uncertainty must be key for TV broadcast of sports since the audience would not be as interested for any games if they already know the result
Other ID | JA49BZ86PK |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2003 |
Published in Issue | Year 2003 |