Abstract
Bu çalışmada, Roma Cumhuriyeti dönemindeki sportif uygulamalar ve etkinlikler; amaç, kapsam ve toplumsal yansımalar bakımından değerlendirilecektir. Eski Roma, başta Etrüskler olmak üzere çevre uygarlıklardan harmanlayarak oluşturdukları vücut kültürü ve spor idealini, savaş ve askeri amaçlara odaklı biçimde şekillendirmiştir. Krallık döneminde Etrüskler ile iç içe geçmiş bir yaşam süren Roma’da sportif uygulamalar atlı sporlar ve mücadele sporları etrafında şekillenirken, atletik etkinlikler ile jimnastik ve yüzme gibi faaliyetler de yapılmıştır. Ortak paydanın askeri amaçlar olduğu spor koleksiyonunda cenaze oyunlarında da sıklıkla görüldüğü üzere atlı araba yarışları ve gladyatör dövüşleri ön plana çıkmıştır. Cumhuriyet döneminde bitmek bilmeyen savaşların halk üzerinde yarattığı psikolojik etkileri silmek için düzenlenen halka açık oyunların üç ayağından ikisini oluşturan sportif organizasyonlar, sosyal çatışmaların dindirilmesinin en önemli araçları olmuştur. Çoğunlukla zafer kutlamaları ve dini festivaller çerçevesinde yapılan oyunlar geniş yelpazedeki spor disiplinlerini kapsamış ve sayıları artarak sosyo-kültürel hayatın bir parçası haline gelmiştir. Doğu’daki Helen krallıklarının hakimiyet altına alınmasıyla Roma dünyasında kendisini göstermeye başlayan Antik Yunan vücut kültürü, başlangıçta şüpheyle karşılanmış olsa da Yunan kökenlilerin eğitim alanındaki hegemonyasının da etkisiyle kısa sürede yaygınlaşmıştır. Ancak her ne kadar çıplaklık ve sağlık yönelimli faaliyetler Roma halkı tarafından benimsenmiş olsa da Yunan tarzı atletik yarışmalar rağbet görmemiştir. Geç Cumhuriyet döneminde sporun sosyal etkilerinin farkına varan diktatörler tarafından gün geçtikçe artan sayı ve büyüyen organizasyonlarla oyunlar politikanın ana enstrümanlarından biri olmuştur. Politik anlamda oyunları en etkin biçimde kullanan Sezar döneminde devleşerek haftalar boyu süren çılgın sportif organizasyonlar, diktatörlüğün ve takip edecek imparatorluk döneminin en önemli betimleyicilerinden biri olmuştur.