Türk mimarlığının tarih sahnesinde boy gösterdiği ilk andan günümüze yapılan incelemeler sonucunda, onun sadece barınma, ibadet, yönetim ve sosyal ihtiyaçları karşılamaya yönelik bir çabayla yetinmediği, bununla beraber kendi inanç dünyasını ve evren tasavvurunu da sanatına yansıttığı görülür. Proto Türklerin; gökyüzü, yeryüzü ve yeraltı olarak tasarladığı üç katmanlı evren anlayışını; kurgan olarak adlandırdığımız mezar yapılarında, yurt tipi çadırlarında ve aynı ön adla tipolojilendirilen türbe ve kümbetlerinde, baldaken kullanımıyla nihayetlendirilip olgunluk seviyesine ulaşan Türk cami mimarisinde görmek mümkündür. Özellikle Mimar Sinan çağında, İslam şehirlerinin evrensel temasını oluşturan kent silüetlerinin, Türk mimarlık tarihinin yüzyıllara dayanan, kapsamlı strüktürel ve örtü sistemi çalışmalarından doğmuş olması, bu durumun mimarlık tarihinin teknik bir zirvesi olmasıyla beraber, Türk evren düşüncesinin de evrensel bir resmi olması açısından dikkate değerdir. Çalışmamızın nihai hedefi; Türk mimarlığını yaratanların yüzyıllar boyu emek verip hayata geçirdiği, merkezi mekân yaratma arzusunu somut örneklerle gözler önünü sermektir. Çalışma buradan hareketle, Orta Asya Türk yaşamında var olan ve konumuzla ilintili emareleri dile getirmenin ardından Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Klasik Dönem Osmanlı Sanatında zirve noktaya ulaşan kubbe gelişimini okuyuculara aktarmayı da amaçlamaktadır.
As a result of the investigations made from the first time that Turkish architecture appeared on the stage of history, it is seen that he was not only content with an effort to meet housing, worship, administration and social needs, but also reflected the understanding of the universe he envisioned in his own world of belief and imagination. Proto Turks; his three-layered understanding of the universe he designed as sky, earth and underground; It is possible to see in the tomb structures we call kurgan, dormitory type tents, and the tombs and cupolas typologized with the same forename, in Turkish mosque architecture that has reached the maturity level with the use of baldaken. Especially in the era of Mimar Sinan, it is remarkable that the city silhouettes, which became the universal symbols of Islam, were born from the centuries-old comprehensive structural and covering system studies of Turkish architectural history, as this is a technical summit of the history of architecture, as well as the universal picture of Turkish universe thought. The most important aim of our work is to reveal the desire of Turkish architecture to create a central space, which has worked for centuries, with concrete examples. From this point of view, he aims to convey to the readers the development of the dome, which reached its peak in the Great Seljuk, Anatolian Seljuk and Classical Ottoman Art, after expressing the signs related to our subject in Central Asian Turkish life.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2020 |
Submission Date | December 3, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 1 Issue: 1 |